Parıltılar
göğün zihninde Tanrı
ki gözümüzde
güneşten daha çok
yaptı onu.
Beşinci element; çamur; dedi Napolyon (*1)
55. Sone
Ne mermer ne de prenslerin yaldızlı anıtları
Bu güçlü kafiyeler kadar yaşayacak;
Pasaklı zaman lekeleyecek tozlu mezartaşını,
Sen daha çok ışıldayacaksın bu dizelerde ancak.
Muazzam hacim, dev kütle, aynı anlama gelir;
Ecbatan, saat işler ve yok olur
Tanrı’nın dokunuşunu bekleyen gelin; Ecbatan,
Biçimli sokaklarıyla o şehir; hayal gücü yeniden:
Aşağıda viae stradae’de, harmanili ve eli silahlı kalabalık,
Koşuşturuyorlar kalabalığın işlerine,
Bütün gözlerin konduğu şu başyapıtı
Hünerli ellerle biçimleyen o saatler,
Aynı güzelliğe gösterir sonra zorbalığını
Ve o eşsiz güzellikten kalmaz hiç eser;
O gudubet kışa götürür yazı zaman
Öldürmek için hiç soluk almadan;
Dalgalar çakıllı sahile nasıl varırsa,
Öylesine acelecidir dakikalarımız sona doğru,
Önünde gidenin yerini alır arkadaki dakika,
Ardışık bir gayretle atılırlar ileri doğru.
Doğarız, o ana ışıkta bir kereliğine,
Tırmanırız olgunluğa ki taçlanınca onunla,
Bitap gecede ağır gözkapaklarımın
Görüntünle açık durması mıdır muradın?
Arzun bölünmesi midir uykularımın?
Sana benzer gölgeler bakışımı mı kandırsın?
Yuvasından bu denli uzak, özünden gönderdiğin
Ruhun mudur, yaptıklarımı gözlesin?
Bıktım tüm bunlardan, huzur ver bana ölüm.
Serveti hak eden dilenci doğmuş, bıktı gönlüm.
Erdemsize en güzel urbalar düşmüş,
Heyhat, en saf inanç arsızca düşürülmüş.
Sürgün olmuş pırıl pırıl onur hayasızca,
Bakire erdem fahişeleştirilmiş hoyratça,
Ne yaptın sen, ey Odysseus,
Biliriz senin ne yaptığını …
Ve o Guillaume satıp savuşturdu elindeki toprakları
(Poitiers’in yedide birini, Aquitain’in dokuzda birini) .
'Tant las fotei com auzirets
'Cen e quatre vingt et veit vetz...'
6. Sone
Sakın silmesin kışın partal eli
Yazını baharını, damıtılmadan benliğin:
Akıt şirinliğini bir şişeye; doldur hazineni,
Kendisini yok etmeden doldur hazinesini güzelliğinin.
71. Sone
Ben öldüğümde benim için yas tutma,
Bildirirken somurtkan çanlar dört bir yana
Dünyanın bütün bu iğrençliğinden kaçıp da
Yaşamaya gittiğimi en iğrenç solucanların yuvasına.




-
Esel Arslan
Tüm YorumlarEdebiyatın böylesine ayaklara düşürüldüğü
ülkeme damla damla uzaklardan gönderdiğiniz çeviriler
biz şiir severlere gürül gürül akan ırmaklar oluyor.
Sonsuz teşekkürler,sevgi ve saygılarımla