Ne kadar konuşacak diğerleri
bizler çoktan konuşmuşsak?
Pedagog Marinello hakkında
José Martí ne söylerdi acaba?
Nerede bir zamanlar ben olan o çocuk,
hâlâ bende midir yoksa gitmiş midir?
Hoşlanmadığım şey bilir mi hoşlanmadığımı
ve benden hoşlanmaz mı kendisi de?
Nerede ölüm gazetenin anlatımında?
Telefon görüşmesinin neresinde bulabilirim?
Ve parlamenterin hükümete yönelttiği önergedeki ölüm-
nerede hani?
Hangi yazıda, hangi kabloda, hangi kafada
saklanmış ölüm?
Pazarları da erken kalkardı babam
kuşanırdı giysilerini o mavi kara soğukta,
sonra sızlayan çatlak ellerle
hafta içi günlerinin havasında zahmetle
yığılmış ateşleri harlardı. Kimse teşekkür etmedi ona.
Uyanıp duyardım soğuk ufalanışları, parçalanışları.
I
Güney’de çok uzaklarda durdu tren. New York’ta kar vardı.
Burada bütün gece kısa kollu gömlekle dolaşabilirdi insan.
Fakat kimseler yoktu dışarıda. Sadece arabalar
uçuşup geçiyordu ışık huzmeleriyle, o uçan daireler.
Koca Öklid bir çember çizdi
Kumlu bir sahilde hayli zaman önce.
Sınırını belirledi ve ekledi
Açıları şöyle ve böyle.
Tartıştılar heybetli ak sakallı arkadaşları
Çember uzunluğunun yayını
Okur
Oturdum bir kitap okudum bütün gece,
Oturdum okuyarak hüzünlü sayfalarla dolu
O kitabın içindeymişim gibi.
Görünümün çıplak ve yeşil midir
elma biçimin sonsuzca,
kökenin olan karanlıkta mı
yürüyor mazurkan?
Gece
daha tatlı geceden
Denizin onuru, fok balıklarının çürümüş derilerinden
başka tanrılar olmaksızın, Antarktik kırbaçla
pataklandı yámame’ler, yağa ve dışkıya
bulanmış alacalufe’ler:
kristalden ve uçurumdan duvarların arasında
denizdeki buz kütlesinin ve gökkuşağının
Ağırbaşlı denize gelir yaşlı kadınlar
etraflarında düğümlenmiş şallarıyla,
zayıf ve kırılgan ayaklarıyla.
Kendi başlarına otururlar kıyıda
değiştirmeden gözlerini ya da ellerini




-
Esel Arslan
Tüm YorumlarEdebiyatın böylesine ayaklara düşürüldüğü
ülkeme damla damla uzaklardan gönderdiğiniz çeviriler
biz şiir severlere gürül gürül akan ırmaklar oluyor.
Sonsuz teşekkürler,sevgi ve saygılarımla