İsmail Aksoy Şiirleri - Şair İsmail Aksoy

İsmail Aksoy

XXXV

ölümün tünellerinden geçtikten sonra zamanıydı
umudun bizi yeni bir umutsuzluğa sürmesinin

hissettik bir makinenin yağlı havasından nasıl geçtiğimizi

Devamını Oku
İsmail Aksoy

XXXVI

yanar şarkı ve ben silip kurularım alındaki kırmızı ışıltıyı
umut parçalanır ve düşer denize yanlış tarihlenmiş kulelerden

benim tek kaderim özler yıldızını

Devamını Oku
İsmail Aksoy

XXXVII

kendi ağımızda nefes nefeseyken patlıyor acizliğimiz
ve tüketen aşığın kendi kendisine duyduğu nefret

bir uçurum kılığındaki kaderimiz doğrulur

Devamını Oku
İsmail Aksoy

XXXVIII

labirentteki maralın tırnağı hakkındaki hatırayı düşlerim
hayatını kurtarana aldırmazın söylediği söz gibi

aynaları ve sonsuzluk dumanı misali akan suları düşlerim

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Yorumlu Portre

İşte tanıdığım bir adamın portresi.
Oturuyor adam masada yayarak gazeteyi.
Gözlüklerinin ardında devriliyor gözleri aşağı doğru.
Yıkanmış kıyafetleri çam ormanının parlaklığıyla.

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Ysolt’a Methiye

Gönlüme eğilmeyi öğretmek için,
boş yere çabalayıp durdum;
“Senden büyük nice şarkıcılar var” diye
ona boş yere söylemiş oldum.

Devamını Oku
İsmail Aksoy

O ev köpükten borunun içinde uzaklık,
törensi dalgalardaki tuz ve bazı belirli kurallara göre,
ve bir koku, eski gemiden bir gürültü,
çürümüş tahtalardan ve paslanmış demirden
ve uluyan ve ağlayan yorgun makinelerden,
çarpıyor pruvaya, çiğniyor geminin böğrünü,

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Yüksekteki pencerede ay var. Geçip gitti şimdi.
Nasıl da doldurur ruhumu kış! Ve bu tebeşir beyazı ışık
Serer pullarını pencerelere, boş ofislerin pencerelerine,
Boş sınıfların, boş kiliselerin. Ah nasıl da çok boşluk var!
Ve bu bitiş var. Her şeyin korkunç bitişidir bu.
Şimdi etrafımda yığılmış bu bedenler, bu kutup uykucuları –

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Yükselmek için göğe
gereksindiğin
iki kanat,
bir keman,
ve bir çok şeydir,
sayılamaz onca şeydir, adsız şeyler,

Devamını Oku
İsmail Aksoy

(Bu zamanda akıyor
şimdi Yunan kanı) . Tekrar uyanıyorlar
dağların yücelerinde.

Bir yalnız çaydır
tozla taşların arasında:

Devamını Oku