seni seviyorum çocuk
hani şu bankın üstünde oturan
küçük parmakları yanaklarında olan
kalbini kimse görmesin diye
iki kolunun ardında saklayan
ve gözlerini vahşi dünyanın gözlerine diken
bir cinayet sonrası
gözyaşların damlamış avuçlarıma
küçük bir iz bırakmış aşk
yaprakları dökülmüş ağacın dallarına
o gün dünya durmuşçasına
bakmışız birbirimizin gözlerine
…
sensizlik, kıyametim olurdu, ağlardım
yalnızlık duvar duvar gelirdi üstüme
bir mahkum günbegün tükenirdi içimde
zaman kilitli kalıverirdi yüreğimde
ışığı söndürülmüş odanın boy aynasında kaldı mutluluk
son kez bakılan her şey gibi ölümüne başladı yalnızlık
çivileri çakılı bir tabut gibi indi merdivenlerden
topraklar nasıl dökülürse terk edilmiş birinin üzerine
öylesine dönüşsüz uzaklaştı geride kalan sevgiliden
sen benim ışığımsın, derdi daha bir gün evvelinde
göz nurum
kağıttan evler gibi
yıkılıyor zamanın duvarları
yoksun
annesini kaybetmiş çocuklar gibiyim
gitmek derin bir yara şimdi
kanlı savaşlara girişmek
kaybedişi ta en baştan kabullenmek
gitmek ölümün ve ayrılığın adı
imkansız bir vuslatın gözyaşları
kırılgan güneşin altında saklı bir siyahlık
incimsi bir yıldızın koynundaki karanlık
tükenmişliğin avuçlarından dökülen
ümitsizliğin yeliyle savrulan tutsaklık
anlamsız bir yürüyüş gibidir yalnızlık
ya da sevmek seni çıkmaz bir sokaktaki
kan kaybediyor kalbiniz
bir de kalkmış umudu, kansızlara bağlamışsınız
her saniye biraz daha öleceksiniz
gayzınızdan ve nefretinizden çatlayacaksınız
çünkü siz, ruhunu şeytana satmış küstahlarsınız
müslümanlara iftira atan sözde müslümanlarsınız
güvercinim, meleğim
benim asi firarim
ne yana baksam zahir hayalin
bir masal aleminde gezinir gibiyim
hiç uyanmamacasına senleyim
burası aşkın kutsal toprakları
Leyla ile Mecnun’dan sonra giren olmadı
vaat edilen tek şey
bir çöl yangınında düş görmek
bir de sevmek ölesiye, doyasıya
sırılsıklam özlemler içinde




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!