geceyle beraber gelir mazi
kan damlar anıların dudaklarından
fısıltıyla konuşur, acımasız cinler
saatler büyücünün çemberine takılmış
sanki.. akrep ile yelkovan duvara çakılmış
bilmem ki nerede şimdi
beni karanlıklardan aydınlığa çıkaran gözlerin
damarlarımda dolaşıyorken hayalin
bilmem ki nerede şimdi
ruhuma can veren yüreğin
ah! .. nurum… seni çok özledim
indir gözlerini bakamıyorum
dağlar üstüme üstüme geliyor
aşıp da sana varamıyorum
inidir gözlerini bakamıyorum
felek ayakkabılarımı cilalamış
duvarlar örmüş şimdi etrafımı
ateşten ve çamurdan yangınlarım
kalbime vardı alevin nefreti
sular da söndürmez ki artık
kayıp cennetlerden dökülmez ki
bulutlar zamansız rüzgarların önünde gitti
sözler tükenirdi gözlerinde
bir dalganın okyanus olduğu saatlerde
kayalıklara vuran damlalar gibi
zaman tükenirdi ellerimde
okyanuslar terk etse bile
adın yazılı kalırdı kumsallarda
güneş batıdan doğduğunda
ve ruhlar bedenlerine geri döndüğünde
ölülerin dirildiği o günde
yaşamak için bir nedenin olacak
defterler orta yere döküldüğünde
kan damlaları yapışmış
deniz kumlarına
son ayak izin ıslanıvermiş
topuktan parmak ucuna
yazgıların en karası düşmüş
ihanet inmiş dağlardan
çökmüş ceylan derisi koltuğa
tepeden tırnağa kan kokusu
sinmiş Ankara sokaklarına
havan terbiyecisi üç beş adam
gözlerinin içine bakmaya korkardı gözlerim
bulutların arasından yere bakmak gibiydi sanki
her bakış biraz daha beni içine çekerdi
birazdan, az sonra, belki de hemen yok olurum sanırdım
gözlerinin içine bakmaya korkardı gözlerim
iyi ki doğdun peygamberim
ne diyeceğimi bilmiyorum
ya tüm sözlerimden ötesin
ya da ben seni tanımıyorum
bu nasıl bir şey, anlamıyorum
sen karanlıklara nur gibi doğdun




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!