Gönül aşk kumsalında kabuk tutmaz bir yara.
Kapılmış tuzlu suya, tutulmuş dalgalara.
Ne güller saçabilmiş rengârenk bahçelerde,
Ne de kavuşabilmiş engin okyanuslara.
Sanma ağaçtan kopan her dalı kuru odun,
Kim bilir ne yangınlar içindedir o od/un.
Ağustos 2012
Bekliyoruz bu mermer kayadaki heykeli,
Ustalıkla yontacak, çıkaracak o eli.
Eylül 2011
Temmuz'un on beşi koptu kıyamet,
İşgale uğradı vatan o gece.
Görmedi asırlar böyle ihanet,
Öz tankı, topuydu düşman o gece.
Bombalandı Meclis, halk kurşunlandı,
Oku oku daima, ilk emr-i Kuran’dır bu.
İnsanı insan yapan temeli kurandır bu.
Oku oku güç katsın varsın şanına oku;
Okumadan başkası senin canına oku.
Oku dipsiz gökleri, derin sanatı oku;
Keşfet sonsuz âlemi, kurcala varı yoku.
Oku aşkla aslını, hak hakikati oku;
Saplanmasın bağrına cehlin zehirli oku.
Ne tesadüf ne de son... İlahi takdir ölüm,
Ebed yolculuğunda; en acı, en hoş bölüm...
Aralık 1999
Bir ateş ki ayırır cevheri taştan sabır,
Bir su ki solmuşları yeşertir baştan sabır.
Ocak 2013
Mekan böler kalpleri, çarpar ruhları adet;
Tek/bire bölünmekte, çarpılmakta saadet.
Ekim 2011
Şan, şöhret, mal, mülk, makam; dünyada birer perde,
İnsanları düşüren ihtiras denen derde.
Şan, şöhret, mal, mülk, makam; her biri ayrı perde,
Ulvi hakikatleri kapatan gönüllerde.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!