Ne bu ırmaktan içmek ne yıkanmak önemli.
Ne bu sulardan geçmek ne ıslanmak önemli,
Parlak donanmalarla uğurlanmak nafile,
Nehrin öte başında karşılanmak önemli.
Sürgün, vahşet, soykırım, katliamlar, savaşlar…
Ne yazık yeryüzünde âdemoğluyla başlar.
Dünyaya gelir gelmez katle başlamışız biz,
Değil mi kan bağıyla biz Kabil’in nesliyiz.
İstemem mevsimleri ne bahar ne yaz olsun,
Ne karanlık kumsallar ne sahil ne saz olsun.
Dinsin coşkun dalgalar, durulsun fırtınalar,
Ne ılık meltem essinler ne serin poyraz olsun.
Ya insanın önünde hayaller aciz kalır,
Ya da adi hayaller için insan alçalır.
Şubat 2013
Yağan son yağmurlarla olsa da zemin ıslak,
Kaysa da altımızdan bir kısım kaygan toprak,
Batsak da çamurlara bu son heyelanlarla,
Sağlamca yere bastık kayaya oturarak.
Hikmet değil mi gaye, kalbe bu mana yeter;
Bir gün olsa da tatmak, seyretmek cana yeter.
İdrak içindir hakkı ne varsa kainatta;
Varabilirse eğer bu zevk insana yeter.
Bir kuş ki gönül konsa kırılır hangi dala,
Bir düş kalkar hudutlar düşse gölgesi yola.
Mart 2012
Ben bir fâni insanım, ne Bakiyim ne Galip,
Ne büsbütün Fuzuli, ne de bekaya talip.
Ben ki öyle Hayali şiirler yazamadım,
Tozlu hafızalarda belki kalır bu adım.
Sıyrıl fâni dünyanın gaflet atmosferinden,
Kurtul ruhu bunaltan daracık çemberinden.
Bırak dönsün yerküre puslu bulutlarıyla,
Seyret uçsuz fezada sonsuzluğu derinden.
Battı bir güneş daha, geçti ömürden bir gün;
Yine söndü umutlar, çöktü dağlara hüzün.
Çekildi zirvelerin gölgesi ovalardan,
Sarardı yaprakları ufuklarda gündüzün.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!