Gel üzülme ey gönül, ne ayak ne kol engel.
Ne aşılmaz sarp dağlar, ne geçilmez yol engel.
Dünya bir geçici han, bu hayat bir imtihan;
Seni haktan saptıran imkânları bil engel.
Kâh göklerde kâh yerde, ruhlar şaşkın arada;
Göz manzara derdinde, gönüller macerada…
Ağustos 2011
Yıl yirmi üç altı Şubat,
Yıkıldı dünya Maraş’ta.
Kayıplar, kederler kat kat,
Yıkıldı dünya Maraş’ta.
Dört çeyrekte durdu zaman,
Aşktır fâni dünyaya, hakikat katan maya;
Aşksız koca kâinat mahkûmdur dağılmaya.
Temmuz 2012
Şan, şöhret, mal, mülk, makam; hırs tarlasında mayın…
Dikkat edin, yürürken üzerine basmayın.
Nisan 2012
Ne Leyla’dır dermanı ne fâni dünya ruhun;
Bir fâni gönül nasıl fâniye olur meftun.
Sevda duymazdı asla güneş varken semada,
Bir karanlık geceye aklı olsaydı Mecnun.
Titreterek bas toprağa,
Meydan senin Türk Milleti.
Mührünü vur, yürü çağa,
Zaman senin Türk Milleti.
Doğrudan yanadır safın,
Dünya dünya namına bu dünyada gördüğüm;
Bir çürük ipe bağlı birkaç boncuk kördüğüm.
Şubat 2011
Çıkma Garb’ın çelikten, çomaktan kulesine;
Kapılma gaflet çökmüş, karanlık gölgesine.
Sonsuzluk merdiveni bizim minarelerde,
Her beş vakit bakarız göklerin ötesine.
Sonsuzluk asahilinde bir küçücük kum dünya;
Her dalganın ardından batmaya mahkûm dünya…
Eylül 2013




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!