bu mektup sana alara
rengini kaybetmiş
kurumuş çiçekler dağınıklığı
üstlerine dökülmüş gözyaşı tuzları
hüzün kırıntıları
bu mektup sana dilara
satırların üstüne
rengini kaybetmiş kurumuş çiçekler dökülmüş
gözyaşı tuzları
ah hangi hüzünlü dize
hangi gam yüklü cümle anlatabilir
gazze şehrinin ahvalini ki size ne nakledeyim
bu şehir bu kadar acıyı nasıl çeker
nasıl dayanır insanlıktan nasibi olmayanların acımasızlıklarına
art arda sayıp döksem içimdekileri
bu gece biraz alaturka olsun
hani söyleyemediğim ne kaldıysa sana
işte hepsini birden söylüyormuş gibi bu gece
felekten kartımızı geri alırcasına gizlice
yaşayacağız
yağmur şimdi dindi,
geçicidir bu dinme belki,
gene yağmaya devam edecek
küçük de olsa burukluk bırakıyor insanın yüreğine,
kısa süren buluşmaları ,unutulamıyor
kendimi bulma peşindeyim
hangi sokak var geçmediğim
hangi bir harabe kaldı uğramadığım
çamurlu yollarda yürümek için zaman çok kısaydı
umut anka kuşunun kanatlarındaydı oysa…
yollar vardır upuzun
yollar vardır dosdoğru
Hak’ka varır vardırır
yollar vardır karanlık
yollar vardır epeğri
Hak’tan sapar saptırır
dağların güneşe dönük yamaçları
bir çocuk nefesi kadar yumuşak ve güzeldi
sonra, buzullardan bir rüzgar esti
acelesi olan alaca karanlıkla beraber
gri-mor rengini de ardından sürükleyerek
sessizce vadileri, boğazları da kaplayıverdi
yorgunum
günün sonunda
iri ve sağlam gövdeleriyle yükselen
asırlık ağaçlar
koyu ve
kelimelerle anlatamayacağım gibi..
elimden tutmayı bekleyen bir el var sanki bir yerlerde
elinden tutmayı beklediğim
gitmek için heves ederken
gitme dur diyen
bana mühürlü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!