dağ yamaçlarına tatlı ürpertiler bırakandır O
içten içe tutuşan uzak şafakların közüne serpilen gecedir O
yumuşacık mehtaplarda suların tenini okşayandır
ümitli yakarışları süt beyaz ışığıyla besleyendir
gecenin siyahını yırtan hilaldir O
özü ölümdür kimi ocaklarda bir haberin
bir cehennem düşüdür,
dumanı ah ile tüten ,
alev gibi yanan
kalaşnikoflar körpeleri vurunca
çatlamış gibi gölgelere bürünmüştü
adeta üzerlerine üflenen cilalı bir yeşillik
vehmiyle parlıyorlardı her taraf
sanki biraz sonra kainatın çatısı yeniden kurulacak
odalarda yanmıştı sabah ışıkları
bir çok evin kapalı pencereleri
Allah O’dur ki
O’ sırrı zahir olan
O ,baha-i azam ;en büyük kıymettir O
O,mecd-i gayr-i mütenahi; sonsuz şereftir O
O, akli lezzetlerin en lezzetlisidir.
dünyada belki de en büyük kayıp
yanlış fikirlerinin esiri olmaktır
onları değiştirebilecek bir ferasete sahip olmamaktır
bu öyle bir kayıptır ki
insanı cennet bahçelerine eriştirebilecekken
içinde bulunduğu tenhalığı
avucumun içinde saklı koca şehir
pencerelerinde kızıl biber asılı ahşap evler
gözlerime mıhlı elmas pırıltılı gökyüzü
arkasında fosforlu çizgiler bırakıp geçip giden alaca akşamlar
şehrin tenhalarını fethederim her gece
narin
zarif
ince
dili tutulmuş
üzerime sinen ani bir suskunluktun
senle birbirine çok uzak parçalar iken..
hiç bir anlamı yok güneşin ayı kovalamasının,
her şey yarım
her şey parça parça
bir bütünün parçaları gibi dağınık
bak nihan bakışlı şebnemler oynaşıyor rüzgarda
yapraklar ki, bahar kadar taze
işte bu yüzden elvedalara alışmalıyız zeynep
avuçlarımızın içinde tuttuğumuz eski bir yangın
kaç kez tükenmişliğin kızgın ateşine salınırız
ölüp- öldürünce…
her şeyin güllük gülistanlık olacağına inandı insan
oysa koca bir yalandı
yalandan bir masaldı anlatılanlar
bir kurgu ,bir kuruntu, şaşalı bir safsataydı
takdis edilmiş kitaplarda yazılı olanlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!