anlatılana kulak vermekle başlar aslında tüm zenginlikler
dinlemek, kulağımızın erişebileceği en büyük hazinelerden biridir belki de
güzeli, iyiyi, yaşanmışı, yaşanmamışı, olmuşu, olmamışı…
her özlü konuşmayı bir yaşanmışlık
bir hikaye
gri bir suskunluk bulaşmış geceye
kalbimin çeperini zorlamadan akıyor
itirazsızlık hükmediyor her şeye
içimde kıvrılıyor hayat
yeni bir yolculuğun içindeyim
zihnimin arka köşelerinde
bir gürültü yankılanıyor
ayrı ayrı perdelerde
geçmişten kalma
çözemediğim bazı olaylar beni huzursuz etmekte
sustu tekrar
hayatın akışında en basit ayrıntılara sustu
böyle cinnetle
böyle sonlu olmamalıydı
suskunluğu
sen gittiğinden beri güneşler hazin batıyor buralarda
batıyor bin bir gece masalları
içinden her gece gelip geçtiğimiz karanlığın kollarında düşler kurarken
hasretin kırıp geçirdiği şehirlerin her tarafı alev yangını
özlemin yağmalandığı sokaklarda nefes nefes yaşarım seni
her şey değişiyor
ecel değişmiyor
ecelin olduğu yerde
her şey yarım değil midir zaten
burası eksiklikler alemi
insan boşuna çabalar tamamlamak için
ah yalnızlık…
serin gölgelerin vurduğu,
ayak izlerine tarifsiz sancıların düştüğü
sessiz çığlık…
çekilince orta yerden hiçbir şey kalmıyor
usumun duvarlarına balyoz gibi vurursun
düşümün yokuşlarında gök bulutlarından
yağmurlar dökülür
iç aynamın sırrına düşer nazarın
hece hece ismini sayıklarım
her gece
ölümsüz güneş ol
bir avuç hezeyanlardan ,başka başka renklerden
başka başka seslerden
bir başka resme boyansın hayallerin
kışa dönüşmüş buzdan, soğuktan her ne varsa
pir aşkına
alevler vücudun tamamını örtünceye kadar
taşa toprağa, oduna tahtaya, çula çaputa değinceye kadar
dervişlere özgü harlı ateşle yanmaya devam..
ayrılıklara rıza göstermek zorunda kalan ,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!