ey gökyüzünden tılsımlar döküp parlayan güneş
karanlığı yakıp yandıran ışık
ateşinle ham duygularımı etkile
bir alevinle şu katı kalbim binlerce tutuşsun
kurtulsun mahzenlerindeki gölgeler
Ey Sevgili
Nurun on dört asır önce parlayan aydı
Gönlümdeki mahzenler ışığınla aydınlandı
Ashabındı
Karanlık gecelerin dost olan yıldızları
Kurak mevsimlerin gül kokan yağmurları
Razıyım bir kum taneciği olmaya bastığın yerlerde
Yeter ki fırsat bulsun merakım ölmeden önce
Razıyım bir kelamına bir nebze muhabbetine
İster hülyama ister serabıma ister rüyama gel
Unutulmak ihtimali nar yangınından da öte
ey rasulülllah’ın amcası hamza
ey Allah ve rasulü’nün arslanı hamza
ey hayırlar işleyen hamza
ey rasulullah’ın koruyucusu hamza
gözyaşları süzülürken
sana yaslıyım
Her uykudan önce bir şeyler fısıldar dururum
Bil ki yalnız sen geçersin dualarımda
Yüce Rabbime emanet ederim seni
Saatlerin sustuğu mor gecelerde
Unuttum artık sıcacık bir uykunun tadını
Her baktığım yerde seni hatırlarım
aylardan eylül
ıslanmadan
bir sığınak bulamadan
kayar yıldızlar
gök saçağı altına sığınanlar gibi
aşk yarası müzmin hastalıklara benzer
bir sevgilinin işvesinden, cilvesinden
göz hoşlanır, ağır kabuslara tutulur gönül
benliğinde akar sonsuzca ,yalnız onun hayali
dolaşır damarlarda heyecanın her zerresi
ey beyaz mendilli çocuk
sen ey saçları yaz güneşi gibi yalım yalım
kara gözlü
sen ey
selahattin kılıcıyla havaları yaran yağız atlı
cehennem gibi yüreğindeki öfke
ey zakir
zikret içindekileri
hikmet pınarlarına mazhar
ademin çamurundan nasıl yoğrulduğunu
maruz kalınan meşakkatleri
feyizler saçar gönül dergahına
gül kokusu yayılır fecrin renklerinden
ilahi güzelliklerin akislerinden nağmeler
miraca kanat olur yer gök arası
tevhit ile sarsılır felekler
onunla ulaşır arşa melekler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!