şimdi sokaklarda ayak sesleri
bir çıkmaza çağırıyor ayrılık saati
ne çok ölü birikmiş oysa
en çok parmaklarımın ucunda birikmiş kadın figürleri
hepsi kırmızıya boyanmış
şimdi sokaklarda ayak sesleri
bir çıkmaza çağırıyor ayrılık saati
ne çok ölü birikmiş oysa
en çok parmaklarımın ucunda birikmiş kadın figürleri
hepsi kırmızıya boyanmış
yılların içinden geçen
kucağında yaşadığı zamanlarda
hep yabancı muamelesi gören
bazen şehirli
bazen envai hakarete uğrayan göçmen çocuğu
sınıfı yok
bir umman ki sevgiler uğuldar derinliklerinde
sevgiler coşar
bir bahçe ki, şevk ile yürünür tarhlarında
sessiz ve durgun sular gibidir hayatın sırrı
derinden akar
görünenin ardında gizlidir hikmeti
derler ki dünya bir penceredir
her uğrayan şöyle bir bakar geçer
her yeni eskir
peki o zaman
ağlamadan
üzülmeden
geçen zamanların olmadı mı hiç
şöyle normal
sevmekten daha kolay ne var
zorlanmadan zahmetsiz yorulmadan
bedeli en karlı alışveriştir sevgi
adını tekrar tekrar söyletir
en sıcak sözlerle
çocuklar gördüm pencerede
yüzlerinde gülücükler
renklerin hiçbiri aynı değildi
manzaradaki aslıyla
yani bulut rengiydi gökyüzü
bir çocuk gibiydi
ne zaman canım sıkılsa
kitaplarımın arasına dalarım
karşıma çıkan bütün ülkeleri alırım
şehir şehir
ülke ülke dağılırım
dünyaya
avazı çıktığı kadar senle konuşan bendim
penceremin önünden geçerken
uçuşan saçlarının esintisiyle serinleyen de
biliyorum o umutsuz bakışlar da benim
sen giderken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!