sen gizli sırları bilmezsin…
yüzlercesinin yüzü yırtık
yüzlercesi suçsuz, günahsız
esir olmuş
toprakla karışık ,kaskatı
kupkuru…
ayna ayna söyle bana ben kimim
her sabah sihirli aynanın karşısına geçip
pamuk prenses masalında
sorulan sorudur bu
ey ilahım, beni terbiye edip yetiştiren sensin,
benim bütün varlığımı veren
bütün muratlarımı verecek olan
ey ibadet ve kulluk etmek borcum bulunan mabudum
rabbim, tek sığınağım, penahım sensin
gitmek bazen
uzaktakinin bize aşina gelen sözüne de uzanır
o bize ait hatırayı
uhde ya da umut notlarını hatırlatır
hangi yolla ele geçirdiysek
aynı cümlelerde buluşturan
senle aramda
kaç günbatımı yaşandı
mart soğuğuyla her yanı ıslanmış
yıldızları seçiyorum tek tek geceden
rüzgar o kadar serin
Şaşırmış bir yolcu gibiyim
İçimde yıkılan hayallerim
Yine resmin elimde yine bir kağıtta ayrıntılar
Hayal senden ibaret
Yine şarkın çalınıyor bu gece
salat-ü selamların en güzeli sana efendim
sensizlik girdabına kapılmışım mecalsizim
sana sensizliğin acısını anlatmak isterdim
sana boğazıma düğümlenen hıçkırıklarla
anlatmak isterdim sensizliği
kalbimin derinliklerinden gelen kıpırtıları
her gün filesiyle bir kadının geçtiği pazar yeri
okuldan dönen bir çocuktur yaşam belki
yakılan bir sigaradır
bu cehennem sıcağında
sen unutursun, ben de yeni baştan anlatırım
zaten başka bir şey kalmaz aklında senin
kaldırım kenarından kadınlar geçerken
hay gözüm kör olaydı da bakmaz olaydım
sen kumsalda oturup uzaklara dalmışken
kaç dolunay yansır denizine
kaç melek öper seni
sen uyurken usulca içimde
en çok ben yoruldum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!