Yükseldikçe,
Dağları aşıp,
Kibirlenen,
Başı bulutlara,
Değen!
Dostluğumuz,
Güzel gözlerin,
Sadakasıymış,
Tatlı gülüşler.
İnsanların,
Gözlerinde yaş,
Kalplerinde,
Beyaz çocuğun,
Siyah oyuncağı,
Kurulunca hayata,
Ağlar mı?
Beyaz çocuğun,
Siyah oyuncağı,
Kır çiçeğim, nazlı, beyaz papatyam,
Sen unutsan da seni unutmayacağım,
Tutamadığım, dokunamadığım ellerini.
İçime çektiğim hava, bana hayattın,
İçmeye doyamadığım suyumdun.
Gidip de dönülmeyen o yeri,
Yahya Kemal Beyatlıya sor.
Henüz ölmemiş Cahit Sıtkı'ya.
Otuz beş yaşına varmadan sor.
Üstad aldatmış aldanmamış,
Ömrümüzün baharında,
Ne giden ilk sevgilidir,
Ne de sonbaharında,
Kalan son bir sevgili...
Her gidişte bir yara kalır,
Hayatın yükü omuzlarındayken,
Umut ekebiliyorsa gönüllere,
Nice dertleri taşıyabiliyorsa,
Bir kadının eli,
Sırf bu yüzden öpülmez mi?
Bir ses beni çağırır,
Kulaklarımı çınlatır.
Bırakıp da gel der,
O sese, gidemem.
Kulaklarımı kapatır,
İçkiden dem vuran,
Masada rakı arar.
Karnı tok olan,
Çorbada sinek.
İhtiyacı olan,
Fırtınalı havaların,
Dalgaları gibiyim.
Kıyıya yanaşınca,
Üzülürsün o gün.
Sahilden uzakta,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!