Gönlün benimle konuşmasa,
Sussa dilin, çıkmasa sözün,
Sevdiğini hiç merak eder mi?
Arayıp da sormayan iki gözün.
Pencerede güneş açmış,
Yağmur yağmış çiçek açmış,
Sarı kız buzağı yapmış,
Merhaba bahar merhaba.
Merhaba Hasan amcam,
Nedir senin bu inadın,
İnadını da yanına al sen,
Böyle yaşamana devam et!
Sakın ha gideceğim deme,
Geldim de sen, işine bak,
Sen hep böyle devam et.
Gecemizi dilim, dilim bölen,
Akıllarımızı başımızdan alan,
Hayatımızın düzenini bozan,
Acılarımız, mesaiye gece başlar.
Yaralarımızın ağır şiddetine,
Her şeyimiz bir şeylere mecbur,
Örneğin, ben sana, sense bana.
Geceler aya, güneş yıldızlara,
Yaşamak için dahi herkes dünyaya.
Gözlerimiz üzülünce ağlamaya,
Şimdi o makberi,
Kim çağıracak?
Kim okuyacak selayı?
Sevgiliden başka.
Ölümle kim kıyacak?
Saçlarını rüzgara bıraktığında,
Sana bir serinlik gelirdi ya,
İşte o bendim manolyam...
Gözlerin yıldızlara bakarken,
Kayan bir yıldız görürdün ya,
Bir kaç kuruşu,
Bir şişe gazozu,
Oldu mu mutludur.
Kırmızı elma şekeri,
Yuvarlak kağıttan helvası,
Doydu mu mutludur çoçuk.
Aşk ile yanan narları, kimler söndürecek?
Dağılmış olan narları, kimler toplayacak?
Kimin elleri allanıp, kimlerin ki kanlanacak?
Ekşi tadına kimler bakıp, kimler katlanacak?
Aktıkça narın gözyaşları, onu kimler silecek?
Aradığın mutluluğa koş,
Dünlerini geride bırakıp,
Beklenen yarınlarana,
Sen bu günden koş.
Bitmesin içindeki umut,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!