SESLENİŞİMİN DİRENİŞİNİ
Yine mevsim son bahar,
Aylardan Kasım
Özlemlerim karanlık
Düşlerim prangalı
SEVDAM
Yitik özlemlerini solunca,
Dolu dizgin umutla,
Yamalı gülüşlerimi
Gizleyecek yer bulamıyorum gözbebeklerinde.
Sevgili Tuğba'ya
Bir tesadüftü seni bulmam,
Rüzgârın savurduğu bir yaprak gibi,
Hayatın koynuna düşen bir an gibi…
Özgürlüğün kokusuydu teninde,
SEVGİYE KAFA TUTMAK
Geceydi bütün insanların çırılçıplak
Olduğu bir saatti ben seni düşünüyordum
Çünkü geceydi sevişme zamanıydı
Yalnızdım sensizdim
Sevmenin Sırrı
Kalp mi fısıldar insana,
“Sev” diye,
Yoksa yalnızlık mı
Körükler bu ateşi gizlice?
Silvan’a Hasret
Fakat Silvan diyemem,
Çocukluğumun başkentiydi o;
Arsız çocukluğumun sokaklarında,
İlk yarayı orada yedim ben.
Şimdi Tam Şiir Yazma Zamanı
Dağlar yorulmuş,
İnsanlar susmuş,
Gökyüzü bile rengini unutmuşsa
İşte tam şimdi,
SON MERHABA OLSUN
Kaç gece devirdim özlemle bezenmiş
Kaç defa kör
Kaç defa sağır oldum...
Her gelişin ,bitişim oldu
Sorgulanmayan Yalanlar
Bir söz düşer dudaktan, ağır mı, hafif mi,
Kimse tartmaz, kimse bakmaz, gerçek mi sahte mi?
Bir iz bırakmaz bazen, bazen de derin yara,
Ama kimse sormaz, “Bu söz hangi karanlıktan?”
Sürgünde vuruldum ben…
-İhsan YILMAZ-
Önce pusu kuruldu habersizce,
Sonra vurdu birisi dostça,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!