Yüce sevgiden barikatlar kurdum
Artık geçemesinler diye kine
Durdum, önce kendimde kini vurdum
Nefs öne çıktı, “ben” hortladı yine
(Nisan, 1996)
Duygularım prangaya vurdu
Küreğe mahkûm etti gözlerin
Ömrümde ansızın zaman durdu
Kurban gitti temiz sevgime
Kurban oldu geleceğim
Şimdi bıraktığım zamanda
zamanların beni bıraktığı anda
şairlerle gezdim geceyi
ezelden tanıdık şairler
dost mısralardı gülümseyen
yüz yüze geldiklerim
Şimdilerde aşk mı?
Onu kitabını yazanlar kurşuna dizdi
Endamını sürüklüyorlar
Kaldırım kitapçılarında
Mekanik tuşlarında akıllı telefonların
Vuslata yürüyorlar memnun
Aşksız seferlerdeyiz
Aşktan aklananlar süresiz ırakta
Akıllananlar
Aşka müebbet olan durakta
Yalanlar
İncir çekirdeğinde saçma
Yağmurların yıkadığı sabahlarla uyanmak
Seherin sarmalayan soluğudur
Kalp atışıdır zamanın ışıltısı ufuklarda
Bin bir renkli yapraklar savrulur
İşgale teslim olmuş sokaklarında
-Oğlum Kürşat ve Furkan’a
Çalış, didin, boşuna ah vah etme
Kendini bilmeze eyvallah etme
Çağ makineye emzirirken ruhunu
Yağlı çarkların döndüğünce dostluklar
İnsan sabilikte bırakır nurunu
Fabrika düdüğünde gaflete dalar.
Saat gibi merhabalar, metal sesden
-Oğlum Kürşat ve Furkan’a
Çalış, didin, boşuna ah vah etme
Kendini bilmeze eyvallah etme
Sevgili hocam, sizi uzun zamandır göremedim. Eğitim fakültesinde çalışırken sık sık sohbet ederdik. Sonra siz başka bir yere gittiniz ve aramızda mesafe oluştu. Neyse ki şiirler sayesinde yeniden iletişim kurabildik. Umarım yakında yüz yüze görüşme fırsatımız olur.
Selamün Aleyküm hocam. Ben Mustafa Akkuş. Çorum'dan. Kırşehir Eğitim Fakültesi mezunuyum. Fakültede eğitimle ilgili bazı derslerimize girmiştiniz. Bu kadar kitabınız ve makaleniz olduğunu bilmiyordum.Benim de üç tane şiir kitabım çıktı. Daha da çıkacak inşallah. Kolay gelsin Selamlar...