Üşüyüp de ağlamayan yollar,
Buz kesilip soğuğa göğüs geren yollar,
Ağlayanların başında sessizce ağlayan yollar,
Üstündeki yolculara ninniler söyleyen yollar,
Umutların yeşermesini sağlayan yollar,
Hasretlikleri birbirine kavuşturan yollar,
Dört mevsim, birden yaşanır toprağında,
Madenler fışkırır, en derin bağrında,
Karın hiç eksik olmaz, Ağrı dağında,
Benim taşı toprağı altın Anadolu’m…
Yüksek yaylaların; yeşil yeşil otların,
Kaderimde ölmek varsa, ben bunu durduramam;
Ölümüm için, çeşitli bahaneler uyduramam.
Kadere inanırım, tevekkülümü asla bırakamam,
Başkalarının menfaati için, hakkı tutup atamam…
05.06.2008
Gözümün alabildiği her taraf beyazlık,
Boy boy, kürtük kürtük kar yığınları,
Bütün mahlûkat siper edinmiş;
Kendine kucak açan beyazım karı.
Canlılar dua ediyor, ellerini kaldırmış havaya,
Kendine nimet veren yüce yaratıcıya…
Girdik bodrumdaki bekâr haneye,
Çalışıyordu her biri başka bir işte,
Efkâr dağıtmak istiyordu gençler,
İsyankâr şarkıları dinlemekle.
Biri soğanla patatesi soyuyordu hızla,
Halkın demokrasisi, halk istemese de;
Siz, belirli sahada top oynamak zorundasınız,
Başka bir sahada oynayamazsınız,
Sizin kaderiniz, bu sahada top oynamak…
Onda değişiklikler meydana getiremezsiniz,
Sessiz sessiz akan dereler,
Çığlık çığlığa bağıran nehirler,
Ağlayıp da gülmeyen ırmaklar,
Bu sene kara doydu arkadaş…
Kaşık çatlı, ince ruhlu dağlar,
Yeni bir kavim çıkmış, ortaya kavmi Lut mu?
Yeni yeni putlar türemiş, kavmi Kureyş mi?
Yeni yeni ilahlar çıkmış, kavmi Firavun mu?
Yeni yeni belamlar çıkmış, kavmi Nemrut mu?
Yeni yeni çıkanlar, çıkartılanlar, hepsi de bir kefede.
Yer aydınlandı,
Gök aydınlandı,
Ruhlar aydınlandı,
Kalpler aydınlandı,
Kabirler aydınlandı…
Biz bir adım yol alamazken,
Yaratılan, yaratanı unutmuş,
Diz boyu yalanların arasında,
Gözünde bir damla yaş kalmamış,
Bilinçsizce akan göz yaşlar da onu,
Rabbinden uzaklara taşımış.
Sınırsız sevgiler, beşeri ebedileştirdikçe,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!