Kalk, uyan köhne hayattan!
Çok çektin, miskince yatmaktan.
Yüzünü yıka, abtestini al,
Vazgeç, uyurgezer olmaktan…
1991 / Konya
Sokaklar sahipsiz, tutanı yok elinden,
Ona sımsıkıca sarılacak yok belinden.
Alet edilmiş, düşmüş zalimlerin ağına,
Koştukça düşüyor, haydutların ocağına.
Ayak sesleri geliyor, ileriden geriden,
Yollar, gidilirse tükenir.
Tükenirse, arkada bırakır,
Bırakırsa, genişler enine boyuna…
Boynun üstündeki beynin zekâsı,
Kulak ve gözle uzanır;
Ta ki sıcak bir duygu hissedene kadar.
Dumanlar sarıyor, efkâr dolu tepemi akşamları,
Umut limanlarında kaybediyorum bulduklarımı…
Ruhumun berraklığında, sessiz sessiz yüzen müzik,
Karıştırıyor beynimi, bit yeniği gibi ezik ezik…
1993/ Konya
Toplumun iyi niyetli ve sağ duyulu insanları,
Seslerini yutarlarsa bulanık havalarda,
Kurtlar şehirleri acımasızca basar…
Koyunlar, kuzular meleşemez;
En baba yiğit güreşçiler güreşemez…
Tavuklar; çöplükleri yuva edinirse,
Bir kış günü, ama dışarı bahar,
Ağaçlar, beyaz çiçeklerle örülmüş,
Boz otlar da öyle…
Çarpar insanın yüzüne
Gülümseyen bir rüzgar
Ve insanı morartan bir soğuk.
Ah şu Kur’an-ı açıpta okuyamayışımız!
Ah onunla amel edemeyişimiz!
Ah şu hadislerin bahçesinden, güller toplayamayışımız!
Ah şu anne, baba öğütlerinden kaçışımız!
Ah şu dünya hayatını bitmez, tükenmez sanışımız!
Ah şu nefsimizin, kul ve kölesi oluşumuz!
Dünya mı hızlı dönüyor yoksa bizler mi?
Tarihe damgasını vuranlar sessizce gidenler mi?
Tarih tekerrürden ibarettir asla unutma,
Yaralı bir kimsenin yarasını asla kanatma…
24. 02. 2010
Güneşin enerjisi,
İliklerine ulaşıncaya kadar,
Kendinden emin olma.
Hani bahçemizdeki,
Selvi boylu sürgünler…
Hani kardeşçe yaşayan,
Küçüktüm, aynalarla tanıştım bir gün,
İşte ilk arkadaşlığımızın temelleri,
O, bana gülüyordu daima…
Parlak yüzlü çocuk,
Dünyaya hep böyle bakardı.
İkiyüzlü nefretliklerle,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!