Hava kapalı, bulutlar gözü yaşlı,
Dokunsam ağlayacak ve birden boşanacak,
Rüzgâr esiyor, efil efil tepeden tepeye,
Yağmur damlaları uçuşuyor, havadan havaya.
Pencereme süzülen yağmur damlaları
Uçun kuşlar uçun,
Özgürlüğe doğru uçun.
Uçun kuşlar uçun,
Sonsuzluğa doğru uçun.
Uçun kuşlar uçun,
Hak ve adalete uçun.
Şanlı tarihimizi şerefle andık,
Seferberlik türküsünü okuduk,
Ta Hicazlara, Yemenlere uzandık,
Atları koşturduk, susuz çöllerde,
Ördekleri yüzdürdük, derin göllerde.
Anneciğim! Hava çok soğuk olacakmış,
Diz boyu kar yağacakmış,
Arabalar yolda, belde kalacakmış,
Evladım! Allah emrini işliyor…
Amca! Bu yağmurlar neden yağmaz?
Rüzgârla dağdan dağa uçmak,
Güzel bir şeydir…
Arı olup çiçeklere konmak,
Güzel bir şeydir…
Yaprak olup, yıldızları selamlamak,
Güzel bir şeydir…
Şiirimsi dünyada düşünmek ve şiir yazmak,
Aklımdan hiç geçmiyordu, bu iskelede durmak.
Düşünceler beynimi tokatlıyor, pat pat,
Gel de sen, yazmadan buna karşı dayat…
1994/ İstanbul
Yozgat’ın bağrından çıkan ilim adamı,
İl il, ilçe ilçe, köy köy dolaşan ilim adamı,
Vazife aşkıyla yanıp tutuşan ilim adamı,
İslam’ı tebliğ için uğraşan ilim adamı…
Akdağmadeni Yaylagül Hocamı bağrına bastı,
Tefekkürlerin coştuğu an,
Meleklerin yere indiği an,
Duâların kabul edildiği an,
Canlıların sonsuzluğa bırakıldığı an…
Uykunun derinliklerinde yatan Allah sevgisi,
Bir tomurcuktur, baharı bekleyen,
Çiçekleri güldür, arının peteğinde,
Tadı ise baldır, düşmeyen dilimizde;
Makamı ise yücedir, Rabbi katında…
Şehitler diridir, yaşayacak kıyamete dek,
Bu zulüm, işkence bir gün bitecek,
Yağmur, güneş, toprak;
Islak çalılar, çayırlar;
Dikenli kevenler,
Ağır ve olgunlaşmış,
Ağır başlı buğdaylar.
Çörek gibi kabaran,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!