Anadolu insanım, içtenli ve duygulu;
Sevgiler saklıdır, altın kalbinde.
Yıllar önce gurbete çıktı,
Bir yatak, bir yorgan,
Bir çatal, bir kaşık…
Yıllarca bodrumlarda yattı,
Tükürsem aynadaki resmime,
Ve bütün aynalara…
Aynalar âlet edilmiş,
Küfür dolu yalanlara.
Ben kul muyum, köle mi?
Kimin kölesi?
Her zaman güvenilir insandın,
Emanetleri güvenle korurdun,
Zamanında sahiplerine verirdin,
Sen, eminsin güzel Muhammed.
Senin en büyük emanetin Kur’andı,
Uykularım kaçırır gecelerimi,
Endişeler sarar bedenimi,
Heyecanlar zıplatır rüyalarımı,
Kalbimdeki sızı ağlatır beni…
Her aşk, bir sızıdır içimde,
Aç insan düşünemez,
Çünkü ayakta duramaz,
Yatar ama kıvrılarak
Ve dizlerini karnına çekerek.
Kamu ya da özel babalar,
Pamuktan daha yumuşak, taştan daha sert,
Bir nesil istiyoruz, Allah için daima mert.
Mum gibi erimeyen, cehaletin önünde,
İnfakta Allah için, daima cömert davranan,
Fedakâr bir nesil istiyoruz, bir nesil…
Okulum, çok yakın akan çaya,
Düz bir ova, boydan boya…
Çayırlar uzanmış boylu boyunca,
Rengârenk çiçekler, çayırlara dolanmış,
Güneşe bakarlar durmadan;
Güneş gider, onlar gider,
Ahırdan çıkar, koşar okula;
Kravat yok, önlük yok,
Ayakkabı yok, pantolon yok…
Nefesleri toprak kokar,
Ağaç ve çiçek kokar…
Soru sorduğunda yutkunur,
Çığırtkan kadınların bağırtısı terminalde,
Kavak yelleri estiriyordu, yansıyan duvarlara.
İnekler; öküz olmuş, kokuşmuş arenalarda,
Değişmiş cinsellikleri, boğazdan yukarılarda.
Ortalıkta dolaşan eli demlikli çaycılar,
Petrol uğruna Irak’a asker çıkararak,
Oradaki masum insanları öldürmenin,
Adı; insanlık insanlık…
Sırplara arka olup,
Bosna’ya ambargo koymanın,
Adı; insanlık insanlık…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!