Ağladığımda benimle ağlayan,
Güldüğümde benimle gülen,
Beni benden de çok seven,
Benim canım anneciğim…
Geceleri kanatlarını geren,
Haksızlıklara karşı sesini yükselten,
Hak, adalet, barış ve özgürlük için çırpınan,
Dini inancı ve mezhebi ne olursa olsun,
Siyasi düşünce ayrımı yapmadan,
Hepsini birden kucaklayan İstanbul…
Kardeşlik ve özgürlük şarkılarını haykırarak,
Köpekler dolaşıyordu çarşılarda,
Zincirleri kırılmış olarak…
Kediler fareleri kovalıyordu,
Karanlık sokaklarda…
Fareler delik arıyordu,
Hepimiz, bir kum yığını gibi duruyorduk,
Uçsuz bucaksız tepelerin üzerinde…
Rüzgâr bizi nasıl da savuruyordu!
Savruluyorduk, havadan havaya,
Gülümseyen gözler arasında.
Nasıl da güven duyuyorduk!
Ramazan heyecanı başlar, günler önce,
Hazırlıklar başlar, aşkla heyecanla.
İlk gecemizde kılarız teravihi,
Gök kubbenin yüceliği altında.
Rabbimize secde ederiz, her seferinde,
Onun yüceliğini hatırlarız, her nefesimizde.
Her gün binlerce yıldız kayar uzaydan,
Hayaller uçuşur, uçsuz bucaksız semadan,
Gelecek plânları deprem gibi kaynar derinlerden,
Bir fırtına çıkar, yutar çoluk çocuk demeden…
Duyuyoruz, bakıyoruz, görüyoruz ağlayarak,
Kar, dolu, yağmur; arkasından yağdırılır taş,
Düştüğü iğne ucunda; ne ayak kor, ne de baş.
İnsan için doğar; yeni bir hayat, yeni bir vücut,
Felaha erer, daima Rabbi için yapan sücut.
Kaçışır insan; anneden, kardeşten, babadan,
Kurtçuklar bir vücudu sarmışsa derinden,
Ahlak dersi vermesin bana anlamsız dilinden,
Biri bin olmuş dinlemez seni, yürür üzerine,
Kan emmek için bir delik açar, silinmez yerine.
En doğru kendisidir, ilahi olanı çağdışı sayar,
Ağaçlar, bir gelin gibi süslenmiş,
Baharı bekliyordu.
Şiddetli lodos estikçe esiyordu,
İki gün bıkmadan, usanmadan esti,
Akşam olunca, bir damla yağmur,
Bir yudum rüzgâr,
Sarı, mor ve kırmızı çiçekler;
Sabah ezanıyla hemen uyanırlar.
Kardeş olmuşlar; dövüş, kavga yok,
Seviyorlar birbirlerini neme lazımcılık yok.
Kat kat dizilip, günde açılan çiçekler…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!