(Sonra yine sabah oldu...)
Ben yine ilkin balkona çıktım. Sokaklar bomboştu.
Yok, hüzünlenmedim.
Düşündüm de bu sokaklarda dikkat çekmek için motosikletinin, arabasının egzozuyla oynamış yeni yetme gençlerin şamatasını...
Elimde Sohrab 'ın *Sekiz Kitabı ,fonda yine Rodrigo çalıyor..Epeyce okudum...
Diyordu ki Sohrab, benim incelikli şairim;
Çocuktuk Biz
Benimdi bu yollar
Benimdi ışıklar
Benimdi rüzgarda dans eden ağaçlar
Benimdi denizler
Bilmiyorum... Ben galiba daha bir duygusalım bugünlerde...
İnanır mısınız, bir deterjan reklamında Selçuk Yöntem, o çok sevdiğim sesiyle, savurgan oluşumuzu vurguluyor...
Çöpe atılan ekmekleri avucuyla tutuyor bir el , "onları köftede , çorbada kullanırdık" diyor ya...
O ses mi etkiliyor, geçmişin güzellikleri , hasletleri mi duygulandırıyor bilemiyorum, gözlerim doluyor.
Bir pencere yeter...
Bir pencere yeter bana bir tek pencere.
Bilince bakışa ve suskunluğa...
__________Furuğ Ferruhzad
Oyyy !
-Hani umut ? diyoruz ya, iki lafın başında.
İşte umudun en güzeli...
Bir Yüzbaşı gelip dışarı çıkma yasağı olan 85 yaşındaki Dedenin tarlasını sürüyor...
Dün bir resim gördüm ...Beni çok etkiledi... Anılarım canlandı...Yaralarım yeniden kanadı. Sebepsiz yere bir kalp kırdım... Sebep vardı aslında , tabii kendimce. ...
Sonra bir dostun sayfasında Didem Madak Belgeselini izledim...
Şair ; *Sınıfta eziyet ettiğimiz yoksul çocuğunun gözlerine baktım, o kara gözlerde acıyı gördüm...
Benim için şiir yazmak, onun gözlerindeki kocaman kara acıdan, bi çeşit özür dileme biçimi oldu *diyordu...
Bu sabah elimde yine yine bir edebiyat dergisi var.
Ki oku oku bitmez bir hazine...
Bu sabah okuduğun ilk şiir Didem Madak dizeleriydi..
Şiir epeyce uzun.Ama yüreğime dokunan, hani vardır ya okuduğun şiirde, en çok kendini bulduğun mısralar...
İşte bu uzun şiirde kalbimi titreten bölümü paylaşmak istedim.
Güllü Şarkılar...
Sabah bahçemden sadece tek gonca olan güllerden topladım. Çünkü bazı goncalar, bir çok tomurcukla doluydu.. .
Toplarken düşündüm, ne çok güllü şarkılar vardı.
İlkin,rahmetli Behiye AKSOY un sesinden dinlediğim *
*Ayrılmalıyız Artık* şarkısını anımsadım, ki *Saadet diliyorum sana beyaz güllerden* diyordu.
Elimi Tut Çocuk...
Dijitalden önceki resimleri karıştırıp duruyorum bu sabah.Önüme geldi 90 'lı yıllarım...
Sanırım okulun son günleri...Artık ikinci sınıfa geçmenin sevinci içindeler. Tek tek yüzlerine baktım..Şimdi her biri ana , baba oldu.Şükür ki çoğunun ismini anımsıyorum...
Hele çok uzak bi kırsaldan gelen oğlum vardı.. Asla unutamadığım.
Sağlık, esenlik ve 2024'ü aratmayan bir yıl dilerim,
Sevgi, saygı, muhabbetle...
Öğretmenler Gününüzü içtenlikle kutlarım,
Saygı, sevgi ile daima...
Öğretmenler Gününüzü içtenlikle kutlarım,
Saygı, sevgi ile daima...