Ben sana güle güle demedim,
sana baktım ben ve sustum.
Sen beni dinlediğin kadar iyisin,
ben seni hayal ettiğim kadar güzelsin.
Tanıdığım bir kız vardı,
Tekel Sigara’daydı,
bir buluta bakardı,
bir saçını toplardı.
Yüreği umman gibiydi,
Hain bir kımıltıydı içimdeki, saçlarımı dağıtıyordu insan uğultuları
ve bir hançerin gölgesine sığınmak kadar saçmaydı,
Berlin sokaklarında kahkaha aramak.
Serseri bir ıslıkla geziyorum bezgin rüzgarlar içinde,
büyük felsefeciler, tanınmış komünistler yetiştirdi bu şehir
Ey turuncu akşamların,
Terli karanfilleri,
Ey öğle yorgunu,
Uykusuz kasımpatlar,
Ve ey bir sevgili için,
Bıçaklanan güller,
Genç sokakların omuzlarında
düşünceler oynaşır
ve yağmur çemberleri çevrilir,
ilk sevgililerin papatyalı saçlarında.
Şaşkın bir karanlık iner,
Ben çöllerde güreş tuttum güneşle
sessiz kumlar vücudumu kanattı
oysa,
korkunç gürültülerle uyanır,
çiçeklerin üstündeki çiy
kollarımda kaplanlar kükrer
Buca ya yağmur yağar,
Islatır kimsesiz sokakları.
Seni düşünürüm,
Karanlık sokaklarda.
Gözlerin düşer,
Kaldırım taşlarına,
Yorgun vücuduma,
Fazla geldi bu gitmen.
Öksüz ellerimiz,
Birbirini özleyecek,
İnan buna.
Kentin zamansız sokaklarındayım,
çocukken ufacıkken, yerde
bulduğum eriği yiyemedim.
Kanat çırpar gençlik şarkıları,
savrulur gece rüzgarlarında,
izmir yokuşlarında
su serpilir gençliğime
ben uzakların yolcusu
sisin tarifini unuturum körfezde
çantamdaki kar erir
ellerini uzatır arkadaşım alsancak
selam hüdayi abi benim koray sana ulasamadim selam olsun gönullerinize