Gecenin bir yarısı uykusunda insanlar
O an yerin altında bir hareketlilik var
Salıncak misalidir oynadı tüm binalar
Bu Şubat kara Şubat, vurdu bizi bu deprem!
Mevsim sonbahardı aylardan eylül
Bahçelerde hazan gülü kaybettik
Bu sevda ateşi şimdi oldu kül
Beşerî bedende solu kaybettik
Bir gece, bir sokak lambasının titrek ışığında,
Ruhumun gölgesine bastım farkında olmadan.
Zamanın içinde asılı kalmış anılar
Ayak bileklerime dolandı,
Bir kere gülmedi kader yüzüme
Gidiyorum artık açın mezarı
Bu son sözlerimdir bu son kelime
Gidiyorum artık kazın mezarı
Bir kedi uzanmış, güneşin karnında
Pencereden sızan ışık, onun tahtı.
"Çalışmak mı?" diyor, esneyerek,
"İnsanlar neden koşar? Dünya dönüyor zaten!"
Bazen aynada iki kişi olurum:
Biri çay demlerken gülümser,
Diğeri kırık bir vazonun parçalarını sayar.
İkisini de aynı ten taşır ama
Şimdi yarın bayram
Hadi bayram yaşa, nasıl yaşayacaksın
Kendime zorla bayramlar yaratıyorum ben
Şimdi bu bayramı yaşayacağız
Önce benim hayatımda keseceğiz kurbanları
Su bile senin kadar masum değildi.
Yaramaz küçük bir kız kadar masumsun sen.
Sadece mücadeleci ruhunu geliştirmişsin ama
Her şeyle mücadele ediyorum da kendimle mücadele edemiyorum.
Bitmiyor tükenmiyor o küçük kızın enerjisi.
Eve döner insan hep
Ama dönecek bir evi yoksa,
Kendi gölgesinin etrafında döner,
Her adımda biraz daha silinerek.
Sen bir bahçesin, kendi toprağını kazanan
Çapa vurduğun yerden yükselir gölgeler
Bazısı zehirli sarmaşık, bazısı ebegümeci
Ellerinde tohumların sırrı, vicdanınla suladığın;
Ve bilirsin: Dikenleri de çiçekleri de sen ektin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!