An gelir bir gece vakti,
Koynuna girip sarılırsam boynuna,
Yalnızlığıma pay biçme.
Özlemler ağır bastığından.
An gelir bir yol ortasında.
Kirli bir kanla sulanmış şehirlerin sokakları.
Dünya, bir yere gitmez.
Giden hep insanlar olur.
Dünya nereye gider?
Dünya, bir yere gitmez. Koşan insanlardır,
Bir an, bir hayaldi beni ürküten.
Oysa uzaktaydın sen.
Çok uzakta, bir bilinmeze yelken açan;
Benzerliklerimiz miydi?
Birbirimizi sevmemize neden olan?
Yoksa zıtlıklarımız mıydı?
Bilemedim sonunun kayıp olduğunu.
Seni severken yaralanmam gerektiğini bilemedim.
Birileri koparıp atmış öykümüzün sonunu.
Oysa öykülere dönüşmemeli, benzememeli aşklar.
Sayfaları çevirmeye başlıyorum usulca.
Bir şeyler yarım kalmış, devamı yok, sonrası yok.
Aşk gibi bekliyor ellerin.
Bu kokuyu bilirim;
Bahar gibi kokar aşklar.
Rengârenk çiçekler yollarında.
İçinde ısıttın beni.
Bir göç mevsimine daha kanat çırpıyoruz.
Sırtımızda dağlar taşıyoruz,
Ayaklarımızda nehirler.
Gözlerimizin dokunduğu her yan, yangın yeri.
İmkânım olsaydı sorardım size.
Zaman denen aynada eskitirken suretimizi,
Döndüm baktım avuçlarıma,
Tümü çocukluğumuzun ayak izleri;
Bu kaçıncı gidişin, gidişine yazdığım kaçıncı şiir?
Yine kaybettim, bu kez bulamadım seni.
Ardında seni bulacağım bir iz süremedim.
Bu çağda yine baharlarda saklıyım,
21 yaşındayım, canım da yanıyor.
Sen yoksun biliyorum, ne zaman dalsam,
Kendimi birini beklerken buluyorum.
Beklediğim kim bilmiyorum?
Bazen aynaya baktığımda aksimi göremiyorum.
Gözlerimin tutunamadığı uzak kentlerde,
Yabancı gözlerin yansımasındasın.
Rüzgârın getirdiği hayalinle avunuyor yüreğim.
Son kez gölgeni gönder sokağıma.
Tebessümünü kondur, mahcup dudaklarıma.
Seher yeliyle avuçlarında biriktir beni.
Bir hayalin içinden geçiyoruz seninle.
Her gölge de bir iz.
Gelecek miydi, geçmiş mi bilmem?
Her adımda yeniden yaşıyoruz, ezberimizdeki masalları.
Bir kabristan parçasına dönmüş cesetler,
Başsız, ayaksız… Yürüyorlar gece de.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!