Kantarlar mı bozuldu
Kantarcıda mı hile
Hacmine bakılıp kilo söylenir.
Saman bir okkadır amma,
Dumanı kırk okka bellenir.
Fil kantara çıkınca tonlarca gelir
Gittiğin günden beri karanlık bu şehir
Soğuk ve karanlık,
Her sokağı hasret,
Her caddesi ayrılık.
Her mevsimi kış,
Her günü Bir Aralık…
Yine şehitlerimiz var bugün
Rüzgâr susmuş güneş ölgün
Bayrak alamıyor keyfini göğün
Yeter artık, cana tak etti, bitirin şu işi…
Ölümden dirilir gibi
Derin bir uykudan uyanınca;
Aklımdasın...
Bir şarkısın kulaklarımda,
Bir nefes olup damarımdasın.
Hasretindeyken bu gönül sonsuz sevginin
Elbette sevecek gülü bülbülü
Kurda kuşa soracak gizemli sırrı
Bir yağmur damlasında arayacak büyük ödülü
Her giden canla,
Biraz daha azalıyor sanki tatlı canımız.
Gönül artık anla,
İhtiraslar bir yanımız, akıbet bir yanımız.
Sanki bir masal gibi,
Bir görebilsek güzeli
Bir eşek sıpasının gözünde
Ya da bir
Kirpi yavrusunun dikenleri altında
Gözü yumuk bir köpek eniğinde
Bir görebilsek
Bir bir kararıyor kandiller
Daha da kararıyor meydanları Karamanın
Her giden gül yüzlü ile
Daha da küçülüyor gülistanı Karamanın
Altı üstünden de aydınlık olacak bu gidişle
Ben Mecnun olsam da
Kıyamam Sen Leyla olup yanma
Ferhat olup dağları delsem de
Gönlüne sor yine de gördüğüne inanma
Çok güzel bir duygudur sevilmek elbet
En sevdiğim şarkılar hikâye gibi
Cıgaramın bile tadı yok,
Çay soğuyor bardakta, unutuyorum
Bir hal var bende bu akşam.
Bu halin adı yok
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!