Her giden canla,
Biraz daha azalıyor sanki tatlı canımız.
Gönül artık anla,
İhtiraslar bir yanımız, akıbet bir yanımız.
Sanki bir masal gibi,
Bir görebilsek güzeli
Bir eşek sıpasının gözünde
Ya da bir
Kirpi yavrusunun dikenleri altında
Gözü yumuk bir köpek eniğinde
Bir görebilsek
Bir bir kararıyor kandiller
Daha da kararıyor meydanları Karamanın
Her giden gül yüzlü ile
Daha da küçülüyor gülistanı Karamanın
Altı üstünden de aydınlık olacak bu gidişle
Ben Mecnun olsam da
Kıyamam Sen Leyla olup yanma
Ferhat olup dağları delsem de
Gönlüne sor yine de gördüğüne inanma
Çok güzel bir duygudur sevilmek elbet
En sevdiğim şarkılar hikâye gibi
Cıgaramın bile tadı yok,
Çay soğuyor bardakta, unutuyorum
Bir hal var bende bu akşam.
Bu halin adı yok
Sıcağı ve soğuğu,
Varlığı ve yokluğu,
Açlığı ve tokluğu,
Ben sende yaşadım Gülüm.
Hasret ne ayrılık ne,
Yıl İki Bin On Dört,
Günlerden Temmuz Yirmi Üçtü.
Neslime o gün
Bir ay parçası düştü.
On Bir Ayın Sultanında,
Bin geceden hayırlı,
Bir gülücüğün yaşı kaçtır
Ya da bir gözyaşının…
Yıllar ağaran saçlarda mı,
Yüreklerde mi saklıdır.
Ya sevda?
Alında mı yazılı,
Bir tasan var elbet, anlayamazsın o manevi gizleri,
Duyularınla bulunmaz ki, önde gidenlerin izleri.
Hikmetine vakıf olman gerek, her şeyden önce;
Bu gafletle, anlamaya çalışma istersen bizleri…
Alın getirin çölde gezen
O meczup Mecnunu bu güne,
Bir leyla bulabilirse günümüzde
Ona aşk olsun…
Bugün dağları delenler para peşinde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!