Heybemdeki AZIK
Nefse esir olmuş fani ömüre yazık,
İnsan önce kilerini düşünür neden?
Hasan'ım, tek sermayem heybemdeki AZIK,
Heybemdeki Katık
Kapkara bir kabus gibi, üstüme çökme gece,
Başlama yeni soruya, çözülmez bu bilmece.
Tıkırdayıp durma saat, beynimi oyar gibi,
Başlamasın yeni baştan, dayanılmaz işkence.
Hiçim ve Herşeyim…
Baharın güzeli bir kır çiçeği
Dalı yerinde yaprağı yerinde
Çiçeği çiçek rengi muhteşem…
Bir çiçek anlatıyor ki bana;
Hiçlik Makamı
Bir hicaz nağme ile inlerken kanun,
Bir suzinak beste kopar bağrımdan.
Gece karanlığı gibi sararken yokluğun,
Bir nihavent feryada döner çağrımdan.
Hikayenin İki Kahramanı
Kara gözlerinde başladı hikâyemiz
Bir tren garında da bitiverdi.
Yokluk istasyonu, hiçlik treninde.
Gözlerin gitti, seni de alıp hem de.
Hisler Yakaladı
Hisler yakaladı,
İzan sorguladı,
Mantık yargıladı,
İyi niyet lehine delil aradı,
Hor Görmeyiz
Hor görmeyiz karıncayı, gönlümüzle bakarız,
Dev gibi görünür gönlümüze, o minik güzel.
Bir canlıyı incitmemek için, canımızı yakarız,
Yaratılan her canlı bir değerdir, her canlı özel.
Bir kıyı kentinde
Güneşli bir günde
Dubaya bağlı bir kayık gibi
Bırakıp gitmeye elvermiyor gönlüm seni.
Ne var ki biz kırsalın çocukları
Suyu yerin yüz metre altından
Kara bulutlardan sıyrılan
Bir güneş gibi,
Kurak bir iklimde beklenen
Bir yağmur gibi,
Uzun bir hastalıktan sonra özlenen
Bir sıhhat gibi,
Çok yıllar yaşadık çok…
Kaç yıl oldu dersen;
Başımdaki karlara sor.
Çok şeyler gördük yaşadık;
Neler dersen;
Yüzümüzdeki izlere sor.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!