Kim istiyorsa milletin mahvolup, devletin çöktüğünü,
Zilleri takmış yapıyor çalgı çengi, bir kutlama düğünü.
Dışta gizli düşman belli oldu artık, haçlıları öğrendik,
Vatan toprağından doyup da, ihanet edenden de iğrendik.
Damlaya damlaya göl olur derler ya hani,
Bir damla hizmet de sen yap bu dünya fani.
Bir elinde satır bir elinde keser yontup durma;
Kırk yıldan sonra bir dene Gani olmayı be Yani...
Bir masal kadar hayal
Bir hikâye kadar güzel
Bir hayat kadar gerçekti
Kırmahalle geçmişi ile bir efsane
İnsanları ile bir darbı meseldi.
Uzun bir hikâye olacakmış gibi başladı:
İlk satırı
Tek kelimelik bir cümle
Doğmak…
Sonra devam etti
Yaşamak,
Akrostiş Kızıma
ALLAH lütfeder de insanı sevindirir
Yaşamını bin bir renge boyar bir anda
Şenlenir, yeni ufuklar açılır dünyanda
En karamsar gününde, bir pırlanta verir
Hayallerimiz, fikirlerimiz Karamanla ilgili
Birilerinin ağlarına takıldı da
Yitti gitti…
Kıymet bilselerdi keşke;
Ya rakı masalarına meze ettiler,
Ya da
Ey ömrüm,
Ömrümü yedirmem sana…
Ben o ömre ömrümü verdim.
Ben o ömre
Ömrün Nakışı
Kaç mevsim gördü bu fani ömrümüz,
Kaç bahar, kaç yaz, kaç hazan, kaç kış
Öyle bir ağ ördü ki bu fani ömrümüz,
Mevsimleri işledi acı ile bu tene nakış.
Ömrün Son Baharında
Ömrün son baharında çıktın karşıma,
Oysa, takvim yazılırken her günde sen vardın.
Bahar da gül, yazda güneş, kışta sen kardın.
Gönlümü tanıdığım ilk günden beri,
Ömür Bitmeden Gitme
Ömür bitmeden gitme,
Hep kal gönlümde yaşa.
Bende ömürsün bitme,
Hep kal gönlümde yaşa.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!