Demirciler,
Tüm gün çalışsın…
Daha çok,
Ve yalnızca orak çıkarsınlar,
Kızgın kömürlerin arasından…
Marangozların,
Bu gün,
Çılgın bir bahar var dışarıda…
Hoş,
Büyüleyici bir o kadar da…
Ellerin cepte,
Yürü kayıtsızca…
Yüzerken timsah gözleri avda,
Bir balık indirmiş,
Midesine…
Ama kısmet bu ya,
Pek yanmış sonradan canı,
Küçük bir kılçık,
Yine ağlar,
Kurtlarla,kuşlar…
Şüphen mi var oğul?
Yine hüzünlenir kendi dillerince,
Ülkendeki tüm varlıklar…
Kutlu “Yada” taşı,
Türkeli'nin yalçın dağlarından koptuk,
Sel gibi coştuk,taştık,tam altı kıta'ya...
Kuman,Kıpçak,Avar,Hazar,Oğuz olduk,
Sen,Karadeniz’in fındığını getir,
Yemyeşil kıyılardaki sergilerden…
Sen,Ege’min zeytinliklerinden estir,
Anadolumun yanık türkülerini…
Kiminiz Akdeniz’in turunç kokulu,
Portakal bahçelerinden gülün bana…
Tatlı uykusundayken güneş
Geçirdim ayağıma spor ayakkabılarımı…
Başladım koşmaya…
-Ne var dostum,
Bu kadar çalışacak?
Bu vatanı,
O’mu kurtaracak?
İşte böyle enâyiler yüzünden bir gün,
Çıngar ha çıktı ha çıkacak…
İki sincap,
Göç etmek zorunda kalmışlar,
Başka bir diyâra,
Yerleri,yurtları,
Yangında kül olunca…
Çâresiz dere,tepe aşmışlar,
A gülüm,
A pamuk sultanım…
Hep mi bize gelince,
Ödenek kalmaz,insanca yaşamaya…
Benim demem,
Avantacı,hırsıza…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!