DOĞAYA İMZA…
Kaldır gözlerini masandan…
Bir dağcı bıçağına dönüşsün,
Kalemin…
Canlansın monitördeki orman…
Küçük bir çıkınım var benim…
Dağlar,
Tepeler aşarım onunla…
İçinde yalnız öğüt var,
Erenlerden yadigâr bana…
Bıraktım ceylanlarla,oğlakları,
(Yerel ağız..)
Ellere nispet bizde toy var,
Bulgur bişer,darhana gaynar,
Boza, ayran göğümden daşar,
Datl’olur Türkmen düğünü…
Sevilmek istiyordu,
Yeniden…
Çocuk bağrına basılmak,
Karşılık beklenmeden…
Yine saçları taransın istiyordu,
Yanakları öpülsün…
Belki bir balıkçı kasabamız vardı,
Altay’ların doruğunda…
Ağlar atılırdı belki,
Kum çöllerinin ortasında…
Kum fırtınaları yerine,
Tuzlu sular çarpardı,
Çapkın deniz divâne misin?
Baksana,çırçıplak üzerin…
Seni gözlüyorum sessizce,
Gün sokuldukça bedenine…
O şeffaf tülün altındaki,
Bir türlü gizleyemediği,
Bugünlük boşlayıverin,
Sigaranın isini,
Kadehteki yalancı sarhoşluğu,
Bir gün kızılların yanındasın,
Bir gün yeşillerin…
Bâzen koyu milliyetçisin,
Hem de Kemalistsin…
Kimin kapısının önünde,
Üç,beş darı fazlaysa,
Güneşin kızgınlığını kıskandıran sıcaklık,
Gül tenini şaşırtan kırmızılık…
Mahşeri aratan uğultu…
Yüzler anlamsız,
Canlar vedâ etmiş gibi…
Beyinlerin kıvrıntıları,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!