Hayata tırmanışa benzetirim,
Dağların zirvesine yolculuğu...
Ama hiçbiri,
Türkistan'ın 'Pamir'leri kadar,
Geçirmedi boynuna,
Ümit boyunduruğunu...
Nedense hep,
İçim bir hoş olur mezarlıklarda…
Zerre kadar korkup,ürpermem…
Saatlerce oturacağım gelir,
Çalıların arasında,
Ağaçların altında…
Kanlıcada meşk edelim gönlümüzce,
Koca çınarın kollarının altında
Duygularımız,kardeş payı denizle,
Mutluluk meyve,ağaçların dalında…
Martılar duysun,neşemizden gülünce,
İhtiyar tendeki benekler gibi,
Kara lekeler istilâ etmiş,
Mavi kamburunu…
Onbin yıl önce,
Suların yüreğinde soluyan,
Yosun elbiseli bir dalgıçtı bozkırlar...
Demir nalların yerine,karnını yarardı,
Tunçdan çapalar...
Ve bir adaydı,Tanrı Dağının tepesi...,
Rengârenk balonların uçamaması özgürce,
Patlatılıp birer,birer,düşmeleri toprağa…
Toprağın yeşermemesi,serbestçe,keyfince,
Kapkara ağlaması,Türk’ün alınyazısına…
Can mı dayanır,gözlerin gördüğü katliama,
Banyo küvetlerinin içtiği asil kanlara…
Güneş alnından öpsün,
Uyandırsın,
Seher vakti olunca…
Mehtap,
Rüyâlarını ışıtsın,
Beşiğine yatınca…
Kocaman bir su kaplumbağası yaşarmış,
Bilinmeyen bir zamanda,
Uçsuz,bucaksız okyanusta…
Senenin belirli zamanlarında,
Sayısız yumurtasını bırakmak için,
Bâzen gündüz,bâzen gece,
Saçlarından,
Kıvrım kıvrım uçuşan,
Bir bukle ver bana…
Hani dua yazıp,
Sararlar ya,
Muska diye…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!