Bunca misaller varken gözümüzün önünde
Ders almadan yaşarız nefsimizin emrinde
Yılan bal yerse zehir, arı zehir yerse bal
İnsan ne yerse yesin hep nankörlük peşinde
Nerden gelir, nere gider, ne ölçer-
Bir nefsim var, o ektirir, o biçer;
Güdüleri dürtüleri içime,
Ustalıkla işleyerek rol biçer.
Kader midir, mucize mi, belâmı-
Uzaklardan bir esinti bir selâm,
Kalp gül açtı sevincinden vesselâm,
Dağı taşı delip geçen bu ilâm,
Âlemleri şen eyledi nerdesin.
Kopup gelen ırmaklardan vadiden,
Gerdiğim yaydan çıkıp çok uzaklara düşen
Gönülgâhımdan eser iki oktan birisin
En içli şarkıların ilhâmıyla yetişen
Bunca güzel içinde jürinin tercihisin
Cihan için ney çalındı bütün canlar bir dere,
Tüm kâinat akıp gider ney sesiyle son kere,
Bir dinlerim, bin dönerim, yükselirim arşa ben,
Dönen cismin kârındandır tertemiz iner yere.
Nefsinde sa’y dan sıyrıl
Ses olsun arkadaşın
Kîyl ü kâl’în den ayrıl
Ney’le aksın gözyaşın
Ol kulaktan tiryâki
Biliyorum derstesin
Derste ders vermektesin,
Parlak incilerinden
Hafıza örmektesin.
Gel !
Atıldığın yeri bil, yaydan çıkanı oku,
Rabbinin mektubunda kan pıhtısının şoku,
Hakîkat bir sır değil, kendine bak ve anla,
Önce bil, sonra inan, çekmezsen gelmez koku.
Seslendirmek efsâne, okumak anlamaktır,
Talân etti ol gamzeler ciğerimden vuruldum!
Gönül tabyam harab oldu cananın şivesinden,
Bilmez idim bu meydanı ok yedikçe duruldum,
Ehvendir yârin şîvesi can alan cilvesinden.
Her nazarı ateş gibi yaktı özüm kavruldum,
Koparalım takvimden son güzide yaprağı
Günler hızlı akarda son bulur ömür çağı
Bilirim nihayete erecektir bu ahkâm
Vücut kurur, kol düşer, el tutamaz bardağı
Kelebeğin bir günlük, ömrü göklerde biter
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!