Âşıkan ferahtadır, yârin lebi ile mest
Ahâlî telâştadır, mey ile herkes sermest
Meyhânenin musluğu, niyete göre akar
Kimi içer mest olur, kimi de alır abdest
Senin değilse alma, senin değilse bakma
Her bir günah mezarda yatarken cam kırığı
Haramın sahtesi yok, parçası yoktur çakma
Bir yılan çıkagelir atar son ısırığı
Son nefes bir işaret, başka rozetler takma
Yiğitler revan olmuş cephelere akıyor,
Şehâdete tek kapı siperde açılıyor,
Babası şehit düşen küçük kız çocuğunun-
Gelinlik provaları şehitlikte başlıyor.
Cephenin yazı yoktur çoğu kış, ardı hazan;
Sen taşırsın kesretin sanatsal izlerini,
Seni kimler bezedi' süsledi mezar taşı,
Asırlardır saklarsın mevtlerin gizlerini,
Kabirde ilk yurt kuran olur mezarcı başı.
Bunca hasret yüzüne bakarak erir gider,
Duruşun bize kâfi sessizliğin kalender.
Kur’an’da mezhep yoktur dinini iyi belle
Kitapta olmayana, fetva vermez mecelle
Mümin mezhepli olur, asla mezhepçi olmaz
Dinsizi bayrağa sar, mezhepsizi kefenle
Düşen bilir ki içine ağyarı aşkı bilmez,
Âlimlerde kifâyet yok, medreseler de yetmez,
Çifte gamze pür mıhladız çeker seni içine,
Teleskop takıp baksalar esâmen fark edilmez.
Bâkî sandın kendini, mülk için koşup durdun
Seksen yıllık ömüre vurdun bin yıllık keder
İnsafsız bir nesile mirasçı dede oldun
Yattığın mezarı da satıp gelir kaydeder
Doğanın kendisinde tanrılık var mı dersin-
Dünyalık tarlaları ekip, biçip göçersin,
Demokrasi evrene “vahşi doğa” çağırır,
İçinde beslenirken tecavüz zannedersin.
Kitap, ayet ve akıl göz ardı edilmiştir,
Evrende otorite Tanrı değil vicdandır-
Alın teri akarken zemzem selâm durmalı,
Mağdura kulak örten kadı ile sultandır,
Hak için hassas tokmak dünyada vurulmalı.
İnsan, bilim ve vicdan, din, ego ve içgüdü,
Uzaklarda olsan da sevdan sinemde durur,
Müptelâyım aşkına sürur üstüne sürur,
Senden gelen cefâya fedâ ettim ömrümü,
Derdinle gam çeksem de aşkınla yanmak gurur.
Ömür hep gece olsa çerağ ile yaşarım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!