Dönüp durduğum yer yanın
Gökte bulut yok, sende güneş
Ne olacak içinde yanan zamanın
Gülen çocukları?
Ya benim dalgalı bir denizim varsa,
Solugum kesilmişti
Dayanamamıştım
Durduramamıştım dünyayı
Durduramamıştım.
Bu fırtınada heryanım talan
Dayan yüreğim dayan
Külü karıştırıp verdiler rüzgara
Muson yağmurları gibi
Gücün var mı enkazın
Altından bakmaya
Bir müteahit gelir, bin can gider
Beni deprem yıkmadı demeye gücün var mı
Öğret bana
Bu yürek belasını
Gözlerinle öğret
Öğret yine işimiz sevmek
Yurt tutmuşuz bu masayı
Dirsek koymuşuz
Bekçisiyim bir yolun bekçisi
Üstüm başım kum, üstüm başım deri.
Kapıda, avluda dururum, nöbetim gelir beklerim
Zindana gerek saati cinayetim.
Yol arası direkler, ümitsizliğin parmaklıgı,
Bol keseden ağlıyorum dilenci!
Kopartmadım da gülleri
En ulaşılmaz yalnızlıklarda,
Bir vitrine pahalı bakar gibi...
Benim elimden tutuyor,
DİNLE
Dinle kendi küçük adam!
Yüzüne batmış çizgiler,
Yol almış her taraftan
Dinle!
İyice açıldı gözüm
Çöp batma rüyasında
Salt gerçek aklı sefil eder
Şu hayaller olmasa
Doldur hancı yazarsın bir kenara
Bir kaç tokuşla yok olsun gözçanakların,
Hayalinle yaşadım ama
Sokak gibi ara ara,
Kimi kuytusuz,
Kimi sadece bir dokunuş saklarım.
Hatıralar sıralanınca
Yürek deşilmiş kazma, kürekle
Kazma; beyin değil sadece
Sandı ki içkiyle gün tutuşur erir, gider
Oysa yüreği tuvalette bir anlık zevk eder.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!