Tut şu dağı, denizi, dalgayı yut
Unut kadını, kadından dağları unut
Bilmesin şahit ! birlikte yürü benimle
Bırak, dokunursa eğer ellerim ellerine.
Çağladın bir baharı ,kayboldun baharlarda …
Daha üzgünü yok
Daha dudaksızı
Olursuzu
Fay kırılmalarına sarsılan
Asık suratı yok
Hayatın dalgasına köpüren
Aldığında karşına
Başka sessizlik
Duraksamalar farklı arada
Ve bambaşka ay var karşında
Detone olmuşları silip süpüren ışığın
Nede çok dilsiz
Takip eder her sıra birbirini
Her kuş bir sonraki için fazlasını terk eder
Gök ilikler gömleğini
Yağmurun sırası için güneşi terk eder.
Ayrılık bilmemektir gittiğin yeri
Azında şükürüm
Elinin, gözünün,
Beni sütten kesen bakışının azında
Çoğunda kırdım zincirleri
Kaldırdım ellerimi
Mühim bir duamda
Neden baba, neden böyleyiz biz?
Hep silah ağzında yaşamım,
Kurşuna diziliyor çoğu kez düşüncelerimiz...
Ki uzaklaşan adım sesleriyle yanlızım.
Niye baba, neredeyiz biz?
Bir dalgadan çıkıp batmak diğerine
Bilmek istiyorsun nereye baktığını
Ağacın en güzel meyvesinin içi çürük lakin
Söze başlıyorsun
İnsan anne karnında doğmuyor sadece
Gözbebeklerinin üzerinde
Beni öldür, susturma,
Beni yok et, tozları dahi bırakma,
Fikir sesimi çürütme, yolumu tıkatma,
Al kağıdı, kalemi eline
İstersen çizik at.
Durduk yerde masadan atma!
Bana anlatma kelepçeni,
Beni dünya üzerinde bir gölge yap.
Utanırım, bilmem ne dediğimi,
Uyurum, resmi sıvazla beynime,
Sonra sende yat.
Aşevinde muhtacın elindeki
Bir parça lokmayım ben
Savaş çığırtkanlığı yapanların
Tellerinin ötesindeki yaşamım
Kanı beynine sıçramış
Solmaya yüz tutmuş çiçeğin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!