Acının uykusuna alıştım artık
Yürüyüşlerine alıştım
Belki bütün adımlar bir anlık
Belki sende bir yağmurun
Parçasısın bir damlalık
Belki sonu gelmeyen gecelerden
Tuttum ak gibi düşen kanı,
Buluttan sema çekilmiş, kaşıma kırmızı
İçimde buluttan bir bulut,
Çok mu gök bana, az mı yıldızı?
İçim bir sıcak ki çatlar kabuğum,
An gelip kapatıyorsun gözünü
Kamaşıyor açmaya çalıştıkça
Sonra hangisi doğru
Doğru ışık hangisi
Bu benmiyim
Değil miyim paradoksunda
Çaya atılan iki tutam şeker,
Gözlerin mi öyle erirken?
Gözümün önünde amansızca tüterken
Hasret dokunulabilecek bir şey mi?
Yüreğin derdi tek nefeste içmek,
Demlenmeden sevgi.
Düştüğün gün
Battığın ve elimde kaldığında
Bir gözyaşıydın.
Seni tüm uzak gözlerin
Uçurumlarında dolaşırken,
Tamda düşerken buldum.
Beni bende iyice ağırla anne
Ateşi harla ben sana ter olayım
Olamadığım alında
Vur yüzüme heba kanım da canımda
Koy bir köşeye sararayım
Sarardıkça sana solayım
An oldumu sonsuzluğu yaşamak istiyorum.
Bırakılır mı her avuç, bir gözyaşı bulsun?
Karanlığı yarıp böyle bir çoşkunlukta
Böyle derine sızan,
Koşan,
Kapıyı açmaya çalışan,
Sorar mısın antikacılara
Bu zümrüt misali emsalde emeli
Sorar mısın ne zaman ışıldar
Gözlerinin içi
Ve sorar mısın yine
Ne kadarı sen
Niyet edersin bir sese
Taş duvar geri verir,
Asıl duvar suskunluktur
Susmak;
Mesafenin ta kendisidir.
Ben bir Anka kuşuyum!
Kafanı göğsüme yasla,
Başka sokak bu, başka tabela
Yürü benimle,
Ama koşmayalım çok!
Yoğun bir duadır bu,
Canım ellerin, ellerimle birleştiği andır bu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!