Dert dağları üzerime devrildi,
Gözüm yaşlı, zarda buldum kendimi.
Umutlarım dörtbir yana savruldu,
Boş alemde, darda buldum kendimi.
Bir vuruşta bin kayayı ezendim,
Vakit doğum ile ölüm arası,
Ömür derler buna fark eyle gönül.
Artarken can denen yükün darası,
İmanı kendine erk eyle gönül.
İzler âmelini dağlar, enginler,
Yaşanan on dört asrın, mevsimi ol, yılı ol.
Kullardaki her kusrun, perdesi ol, tülü ol.
Çalış, Kuran rehberin, ışısın her bir yerin,
Hak yoluna seferin, kervanı ol, yolu ol.
GÖNLÜMDEKİ KUZÖREN
İli Eskişehir ilçe Günyüzü,
Kartalca yükseği seçer Kuzören.
Çıkar Arayit’e seyreder düzü,
Oylupınar’dan su içer Kuzören.
İsyana dönüşür aldığım nefes,
Kalbimde derin bir sızı duyarım.
Birliğin feryadı titreyen o ses,
Kardeşliğe düşen közü duyarım.
Sarmış gönülleri gizli bir elem,
Gönül güzelliğin yansımış yüze,
Göreni hayale, düşe daldırır.
Bir bakış bedeldir bin güzel söze,
Girer can evine, canı güldürür.
Sevda bulutunun sevgi damlası,
Güzelliği nice başlar döndürür,
Gönlüm karşısında boyun eğmez mi?
Her gülüşü bir sabahı andırır,
Seher vakti semadan nur yağmaz mı?
Dayanılmaz al gül olup açarken,
Yenik çıktı gönlüm aşkla savaştan,
Karanlığa yürüyorum dön artık.
Yana yana bir mum gibi yavaştan,
Günden güne eriyorum dön artık.
Bırakıp ta beni gittin gideli,
Hilal kaşın yıkıp bakma,
Gözler senden hesap sorar.
Dilin ile gönül yıkma,
Sözler senden hesap sorar.
Gam çektirme kadim dosta,
Emirdağ ufkunda batan her günün,
Aydınlık gecesi Muharrem KUBAT.
Sevdayı anlatan olanca sözün,
Gizemli hecesi Muharrem KUBAT.
Giyimi şık, zariflerin zarifi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!