Ölümü beklenen hasta millettik,
Kurtuluşu, özde gördük seninle.
Hür olmaya kutlu yeminler ettik,
İstiklal Harbi’ne girdik seninle.
Ufuklar karanlık, yollar dolaşık,
Mantığım aklımı durmadan eler,
Saçılan fikirler kurşundan ağır.
Buharlaşır bir bir saf düşünceler,
Geceler âmâdır, gündüzler sağır.
Feryadımı emer kara bir sükut,
Hüzünleri düğüm düğüm bağlarım,
Şu bedenim yüreğime dar sanki.
Ruhumdaki isyanımı eğlerim,
Öze düşen yalım yalım har sanki.
Uykuları rüyalarla süslerim,
Bindokuzyüz seksen birde uğradım,
Kader beni sana çekti Kuzören.
Otuz yıldır rüyalarda aradım,
Zaman sular gibi aktı Kuzören.
Hafta başı yürüyerek gelirdim,
O’nunla doludur bütün heceler,
Okunan kitaplar O’nu anlatır.
Yüzünün şavkıyla erir geceler,
Süzülen mehtaplar O’nu anlatır.
Zarafetten, renkten, ahenkten yana,
Dile gelir tozlu yollar,
Geçen sen olursan eğer.
Güler kapılarda kollar
Açan sen olursan eğer.
Kara toprak yeşil bakar,
Düşmesin ellerden umut çıkısı,
Bozulmasın ruhun zarif dokusu,
Silinsin dünyadan barut kokusu,
Doğacak bebekler yetim kalmasın,
Sağlayın barışı, savaş olmasın.
Nazlı gelin gibi göklerde gezen,
Bulut idim, ağdım, yel olup yıktım.
Birbiri ardına ahenkle yüzen,
Damla idim, yağdım, sel olup aktım.
Salkım salkım oldu, yürekte sevgi,
Şebinkarahisar denen şirin kent,
Mertliğin sırrına erilir sende.
Uğrunda ölmeye içilirken ant,
Gaflet zincirleri kırılır sende.
Atatürk’ten gelir o Şebin adın,
ÖĞRETMENİM
Henüz yedinci yaşın aydınlanan yazında,
Işık ışık gönlüme girendin öğretmenim.
Titrerken cehaletin dinmeyen ayazında,
Şefkatinle ruhumu sarandın öğretmenim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!