Gönül mevsiminin kara kışında,
Üstüme yıkılan yapı oldun sen.
Doldurup içtiğim on beş yaşında,
Hüzün şarabının küpü oldun sen.
Doğrularcasına bütün falları,
Hancı yorgunluğu var sükûtumun sesinde,
Hapsolur hayallerim eteklerinde ömrün.
Hangimizin zamanı dinlenir gamzesinde,
Hançerlenir tebessüm dudaklarında ömrün.
Alevlenir bir sevda gönlümün yamacında,
SÜRGÜN OLURUM
Yangın yeri gibiyim, yer yer dumanım tüter,
Erir zaman içinde anılar ılgıt ılgıt.
Kaderim çeker beni, talihimse hep iter,
Hüzne bulanır gönlüm, dilimden düşmez ağıt,
GEL BANA
Dumana gömüldü umut dağlarım,
Kaderimi baştan yaz da gel bana.
Yalnızlık közüyle içim dağlarım,
Kirpiğinle name yaz da gel bana.
Diz çökerim zamanın eskimeyen postuna
Yorgunluk çıkarırken her cumbada akşamlar,
Dökerim dertlerimi şöyle bir bir üstüne.
Sofalara maziden tatlı anılar damlar,
Yıldızlar salınarak gezerse göklerinde,
YAĞAR ÜSTÜME
Gecenin uykusu olunca heba,
Şafak kızılını sağar üstüme.
Her sabah gündüze derken merhaba,
Düşler güneş olur doğar üstüme.
- YEDEKLİ KOŞMA -
DİZİNDE UYUT
Ela gözlüm görülecek düşüm var,
Gönlümü yatır da dizinde uyut.
Türk’üz, anıldık “yağız”la, mertçe vuran yiğit bizde.
Birkaç obalık Oğuz’la, devlet kuran yiğit bizde.
Elde gürzü, döve döve, atasını öve öve,
Yurdu için seve seve, canı veren yiğit bizde
Yaşanan şu ömrün, her bir çağında,
Dosta götürecek yol gerek bize.
Sevgiyle beslenen gönül bağında,
Dostluk için açan gül gerek bize.
Hüner o ki, önce kendini devşir,
AKIM BEN
Sabrımdır hırsıma kın,
Ol bütüne ekim ben.
Esiri olmam aşkın,
Yaydan çıkmış okum ben.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!