AKŞAM
Güneşi uğurlayıp biterken bir gün daha,
Bütün renkleri içen kızıl zamandır akşam.
Canlı, cansız mahlukat ram olurken Allah’a,
Gizemlere bürünen kutlu mekandır akşam.
BANA
Senden sonra, doğan her gün,
Anlamsız bir cenktir bana.
Hayal yıkık, umut sürgün,
Viraneler denktir bana.
Nazlı bir goncayken dalında duran,
Esen yel mi eğdi? Berelenmişsin.
Bağbansız bahçeye gizlice giren,
Hoyrat el mi değdi? Parelenmişsin.
Yakışmamış elem güzel yüzüne,
Can oğlum, can kızım dinle bizleri,
Dinle tarihinden gelen sözleri.
Dağı, taşı sarsan, yüce atanın,
Duruyor mazide ayak izleri.
Müjdeler dağıtan ışıkla dolu,
Neden mahzunsunuz hey ulu dağlar?
Bulutlar üstünde seriniz yok mu?
Kiminiz hüzünlü, kiminiz ağlar,
Kafdağı denilen piriniz yok mu?
Aslınız alevdi asırlar önce,
Kaş ile kirpiğin ağmış, taç olmuş,
Afrodit misali poz gözlerinde.
Bakışların bin bir anlamla dolmuş,
Kitaplar dolusu söz gözlerinde.
Bir gün nazlı çiçek misali bakar,
Geçip de karşıma güldüğün zaman,
Güneş doğar sanki gözünde senin.
Elimi eline aldığın zaman,
Yok olur acılar yüzünde senin.
Uçan kuştan huzur akar kalbine
Gurubun kızılında kaybolurken gölgeler,
Aynaların ardına saklanır oldu zaman.
Ölüm endişesiyle can solurken gölgeler,
Zulmün karanlığında aklanır oldu zaman.
Sözlerim söz dinlemez, anlamaz sazım beni.
İSYAN
Yüreğimde bin isyan,
Çaresiz ağlıyorum.
Dün yalan, bu gün yalan,
Zamanı bağlıyorum.
Canından can böler Hakk’ın izniyle,
Anamız, yarimiz, bacımız onlar.
Gülümser gözleri onca hüznüyle,
Yaşam yokuşunda gücümüz onlar.
Bulunca dengini gönül düşürür,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!