Halil Gürkan Şiirleri - Şair Halil Gürkan

0

TAKİPÇİ

1954 yılında Eskişehir İli, Mahmudiye İlçesi, Türkmenmecidiye Köyü’nde dünyaya geldim. İlk ve Ortaokulu Mahmudiye’de bitirdikten sonra Ankara Erkek İlköğretmen Okulu’na girdim. 1975 yılında öğretmen olarak mezun olup, aynı yıl, öğretmenliğe başladım.
Bingöl, Sakarya ve Eskişehir İllerinin çeşitli okullarında öğretmenlik ve idarecilik yaptıktan sonra, 1984 yılında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne naklen geçerek, 1990 yılına kadar Eskişehir İli Sivrihisar İlçesi, Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü görevini yürüt ...

Halil Gürkan

Bir yanın Marmara, bir yanın Ege,
Denizin keyfini sür Balıkesir.
Özlem bahçesinde açılır Müge,
Sararıp, solmadan der Balıkesir.

Şeytan Sofrası’nda başkadır gurup,

Devamını Oku
Halil Gürkan

Afgan Belh Şehri’nde ağardı sema,
Göz açıp dünyaya baktı Mevlâna.
Baba Bahaeddin Şah-ı Ulema,
Günbegün ataya çekti Mevlâna.

Davet üzerine Konya’ya geldi,

Devamını Oku
Halil Gürkan

Türlü renkte çiçek olup açmadım,
Dal ile yaprağın arasındayım.
Karar verip birisini seçmedim,
Göl ile ırmağın arasındayım.

Düşünüp yarını, dayandım gama,

Devamını Oku
Halil Gürkan

AĞLATTI

Her oyunda baştım, kendimi aştım,
Kör ocakta taştım, duman ağlattı.
……………………Yaman ağlattı.
Kah durdum kah koştum, arzı dolaştım,

Devamını Oku
Halil Gürkan

Cennet-i Âlâ’da bir çocuk varmış,
Dünyaya gelecek zamana ermiş.
Hayata hazırlık olsun diyerek,
Yaratan Mevla’ya sorular sormuş.

Çocuk;

Devamını Oku
Halil Gürkan

Kafdağı her zaman sırtında yükü,
Taşırken haz duyar İbrahim SAĞIR.
Sırların tahtına kurulup baki,
Karanlığı soyar İbrahim SAĞIR.

Şiirde ustadır, üslupta akış,

Devamını Oku
Halil Gürkan

Geri döndüm, geçmişimi taradım,
Bulamadım, kimdim, ne idi adım,
Senden öncesi boş, her şey karanlık,
Seni gördüğüm gün benim miladım.

Halil GÜRKAN

Devamını Oku
Halil Gürkan

Hüzünlü gidişin boynumu büktü,
Her seher selamın tele ver gelsin.
Hicranın acısı içime çöktü,
Devadır gözyaşın, sele ver gelsin.

Cananı yad ele çeker ayrılık,

Devamını Oku
Halil Gürkan

Akşam vakti güneşle vedalaşırken gündüz,
Ufka uzanan engin sanki utangaç bir yüz.
Yakamozlar mahçupça yıldızlara göz kırpar,
Kızıl bir tül misali titriyorken asuman,
Aydan dökülen mehtap özlemle suya çarpar,
Denizin üzerinde uykuya dalar zaman.

Devamını Oku
Halil Gürkan

Sıkıyor ruhumu ufkun darlığı,
Şafaklar derdimi bölmüyor baba.
Ben duyarım içimdeki çığlığı,
Yaşamayan bunu bilmiyor baba.

Sonsuzluğa yürüdüğün yol üzgün,

Devamını Oku