Yaşamın iç içe geçtiği vakitlerde,
Sarmal halkalarında umudun,
Gördüğüm ne varsa sana dair,
Kanatıyor mücavir kaldıkça ömrüm.
Bak nasıl da büyüyor,
Ne çok severim bir bilsen
Adaları ve martıları
Gelin duvakları sarılır
Fenerler aydınlatır gölgeleri.
Gül bahçesinde solan o gül ben oldum.
O güle yangın her dem can ben oldum.
Her goncada yarin hayaliyle avunan ben
Ol sine-i gülzarda feryat eden yine ben oldum.
Güller, nergisler, laleler soldu.
Yar küsünce gülmek zordu.
Kahır kabulüm sevincim kordu.
Boşalan kadehim seninle doldu.
Ben buralardan çeker giderdim
Ayak izlerine takılı kaldım.
Ilık meltemin dalları eğmişti
Bir zeytin ağacının gölgesinde kaldım.
Ah şu deniz var ya gülüm,
Ah şu koca deniz.
Koynunda ne sırlar gizlidir
Yakamozlar, martılar...
Ah şu deniz var ya gülüm
İki çuval gazoz kapağım vardı,
Dedi adam.
Kimini toplayarak elde etmiştim,
Kimini üterek, kandırarak...
İki çuval gazoz kapağı,
Eşeğin sırtına vursan
Yürünmedik yol kalmadı
İklimine erişmek adına.
Çalmadık kapı kalmadı
Saadeti yakalamak uğruna.
Cenneti umup berzaha varanda
Göbeklitepe uyandı asırlık uykusundan.
Maziyi derinden duyumsayabilir
Burada her arayan.
Nazarı değince taşlara
Uzanıp girebilir zaman ve mekanın koynuna.
Kalbim soğuk, taş gibi
Gönül eğlen eğlen.
Gam, keder bugün yar gibi
Gönül gırla eğlen eğlen.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!