Bir bitimsiz rotada bitmeyen seferdeydi
İçimdeki vadiden yola çıkan kervanlar
Sebat edip dönmeyen bir garip neferdeydi
İstikamete dair derman misal fermanlar
Gittim gittim yıllarca fermana aldırmadan
Gösterişsiz sözlerdi hasretini çektiğim
Blinmez bir telaşın puslu yansımasından
Dile gelmez çilenin çetrefilli büyüsü
Gerçeğin aynasında gölgeyi bulmasından
Savurdum yılları mesafeler ardına
Geçen zaman bana ilmekleri öğretti
Özü közden ayırabilmek için
Elbette ki sevmek gerekti
Arama bilinmezi
Haindir o,gizlenir
O ancak gerilerden
Gizli gizli izlenir
Karanlık köşelerde ölüm korkusu
Bitmeyen çilelerin derin uykusu
Ömür terazisinde kefen biter de
Bitmez mi alemin suali,sorgusu
Yokluğunda beni hiç tanıyamaz kimseler
Kimseler saramaz ki makaramın ipini
Boşluklara savrulan meyillerin ritmine
Bulmak imkansız olur görünüşün dibini
Sözde bir ahenk gelir ruhun iliklerine
Fasl-ı hazan mevsimidir
Ne gerektir zuhur-ı ümit
Bu meclise gel diyenler
Yarın olur derler ki git
Git vehiç olmayandiyarda
Sen de hiçliğe karış,yit
Nasıl da çoktun içimde
İnleyen zamanın bir ucuna
Farketmeden tutunmuştun
Öylesine sahiciyken,gerçekken
Elimi uzattığımda sen
Yok olmuştun...
Yollar ki geçitlere bazı bazı açılır
Yollar ki ırağından usul usul kaçılır
Yolculuk çilesine ağıtlar yakılırken
Yollar ki ardlarından uzun uzun bakılır
Onlaradır bütün bir ömrün yükü
Hüzüne bağlarmış yollar insanı
Uzayıp gittikçe yürek dağlarmış
Gözyaşı lütfuyken bir de ihsanı
İnsan bu ayrıldıkça ağlarmış
Uzun kıvrımlar boyu uzayan düşünceler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!