Görünmeyen bir alem sessiz sedasız ağlar
Tuhaf viranhaneden çıkarken viran vücut
Nasıl da yerindedir devrilirken bir çınar
Tereddütün bittiği yerden yeşeren sükut
Gri bir ufka bakan griye benzer gözler
Nemlendikçe her seher çiğ tanesiyle doldu
Erkenin serinde kim ki sıcağı özler
Yaslanınca güneşe yandı,kül oldu,soldu
Koca koca bir yalan fani dünyadan kalan
Yazlar baharlar hazan bağlar bahçeler talan
Yalnızlık diyarında durmadan gidiyorum
Amma da tuhaf şey dönmek bilmiyor başım
Dönüp de bir bakınca yaşam gaileme
Görünmüyor nedense tek bir arkadaşım
Yalnızlık bilinçlere kazılmış bir pınar mı
Bir duman senin sevdan
Halka halka olan
Yayılan
Puf deyince dağılan
Ne olduğunu bile bile
Lades dediğim yalan
İçinde taşıdığı iklimleri çaldılar
Kalmadı baharların mor sümbüllü kokusu
Solan gül demetleri pembeydiler,aldılar
Sardı cisimlerini birden ölüm korkusu
Devası olmaz derdin müptelası olarak
Dönülmez şafağın güneşini beklerken
Devadır diye tabip tuzu merhem eyledi
Ve sürüşte her yara beni yaren bilirken
Yıllar hüzünlerimi mevsimleri belledi
Kavuşmak içindir mesafesiz duraklar
Kavuşmak için hep görünmeyen ulaklar
Kavuşmak için bir kartal yuvasına
Dümdüz eder gökleri ölümsüz sevdasına.
Titreyen kandilin karanlık ziyasında
Daha bir belirgindi yüzünün çizgileri
Teninin katoklaşmış ihtiyar sarısında
Geçen devrin kayboldukça devleşen izleri
Bükük beli dayandı bir kırık iskemleye
Siz küçük çıkarların küçük insancıkları
Haydi toplayın artık etraftaki çanları
Belki dilinizde bir çalacak bulunur
Belki çıkarlarınız hava olur su olur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!