Zorladım seferleri tıkanmış gemilerle
Bacaların ruhuna sinmişken ayrılıklar
Değişimi soludum saklanan sevilerle
Bulut bulut dağıldı kurumdan karanlıklar
Bir yolculuk başladı ankanın kanadında
İçimde kükreyen bir sel var
Durdurmak mümkün değil
Setin önünde duracağına
Kaç da bir tarafa eğil
Zorluğun endamında asalet
Kıtlığın kucağında bereket
Ayrıntıyı atıp özü bulanda
Parıldayan nur olur rahmet
Aksini söyleyen oldu mu hiç
Bir fanusun dışına taşamayan hayalin
Kapalı kapıların ta ardına gizlenmiş
Eğreti bir duruşu
Acemi bir sunuşu vakarla benimseyen son halin
İddialar pek sönük
Hangi özde görülür
Haksızlığa tahammül
Hangi şeref vardır ki
Yok oluşa evet der
Süt ağızlı masumun
Canı değerken yere
Saltanat,saltanat
Hançere saplı
Yüreği kanatlı taht
Karşımda benden haklı
Benden avaredir baht
Saltanat,saltanat
Bir özür borçlu bana yaşam
En ince tarafından
Garipleşen umutlar
Pamuk helva bulutlar için
Küçükken tuttuğum mısır falları
Pembenin siyaha dönen yanları
İçimdeki an be an
Deli beter bir hicran
Bazen acı bazen kan
Boşversene aldırma
Altı üstü işte bir can
Beden ışır şavkıyla
Asil ise eğer ruh
İşte böyle varolur
Aydından aydın güruh
Eskiden gönüllerde candan nameler vardı
Yüreklerdeki huşu bizi tümden sarardı
Her gün ayrı bir şevkle edilirken sohbetler
Sevdalar bulut olur billur gibi yağardı
Bir başka alemin aynasıydı o demler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!