Kalabalık bir yolun ortasında tek çığlık
Yığınların içinde minik detay gibiyim
Çığlıktan sıyrılıp yığına dahil olmak...
Almayayım ben böyle iyiyim
Kalabalık yığınlarda ruhu yitik eleman,
Tekliğin çığlığında asaletin ipiyim
Karanlık bir tünelin orta yerinde
Belirsiz bir el tuttu saçlarımdan
Bir beyaz ışığın aksi
Hızlıca geçiverdi yanımdan
Bir ses,bir nefes
Bir derin ah ile doldu mekan
Bilinen gerçeklerin ardında gizli
Ruhuma işlenen meçhul bilmece
Kalem aydınlık sabah,kağıt karanlık gece
İpucu bir söz, bir ses, bir hece
Sen sustuğuma bakma
Depremlerimin dili yok ki
Anlaşılmaz bir halde
Söyleyecekleri öyle çok ki...
Karanlık tünellere çöreklenen seherler
Elbet bir gün utanır ve kaldırır başını
İpeksi meltemlerle incitmeden kurutur
Sele hepten meyilli gözlerinin yaşını
Uzak çağların haykırışında
Kendini bulan seheri dinle
Kapalı kapılar ardına gizli
Elemin içine gir de serinle
Dinle bir bakalım yakarışları
Gözümden süzülen yaş mıdır nedir
Nedir bu ruhumun suya öfkesi
Düşen her damlanın ritminde serin
İçimde yer eden ızdırap sesi
Bazı bir ah kopar ta ötelerden
Bilmezdi sevda utangaçlığımı
İnadına gelip konunca omzuma
Dilim tutulur bir anda
Donar kalır kaçamazdım
İçimde bir yere hapsolan kaygımı
Bulayıp bendeki en koyu kana
Boşalan ruh mudr derinliklerde
İnleyen namenin bile gözü kör
Aldırış ne aciz bir çırpınış
İster perişan ol istersen öl
Nahif bir yaprağın kırılışında
Belirir ölümün taze nefesi
Öylesi yumuşak, öylesi yavaş
Fark yapmaz düşüşte bir figan sesi
Hasretle kol gezer bu sona eriş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!