Ruha elem veren ne ki faniliğin mayasında
Her can fani değil mi ki kendi şahsi dünyasında
Bazı zakkum bazı amber aldığımız her bir nefes
Bazı avcı bazı tuzak ettiğimiz heva heves
Tarifsizlik bir nehir
Olur da akar derdin
Onu tüm benliğime
Kazıyarak giderdin
Hissederken sahteliğini
İnce heveslerinde
Baharı baklemeyen masum kardelenlerden
Bir köprücük uzandı bağların ötesine
İlmek ilmek ezgiyle sıralandı var olan
Hayran oldu hayalim destansı güftesine
Sızarmış içine sevdalıkların
Sinsice büyüyen kahır çilesi
Tebessüm içinde gizlice ağlar
Titrermiş ruhlara aşina sesi
Geçermiş incenin kadife hazzı
Süzülür gibi ruhum dibine bir kayanın
Ahengi soluyarak muhacir korkulardan
Yüzüne vurulmaz ki kusuru hiç ayanın
Henüz yeni ayılmış buselik uykulardan
Geçer gibi düşlere asil duruşun nazı
Gelse de baharın taze ezgisi
Yine de içimde hüzün ağarır
Acı sevincin şekerini çalıp
Ne arsız çocuktur,kabardıkça kabarır
Dahil olamadığım bu fanilikte
Hep dışta kalandım
Asla öz değil
Denizde yosun,
Güllerde diken,
Mangalda kıvılcım,
Bekledim
Sarılar yeşile dönerken
Gece semayı öperken bekledim
Umudun bebeği ölene
Çile sevdayı gömene dek bekledim
Bendeki sen yitene
Haykırışın ritmidir selametin merhemi
Dile gelen derinden rikkate meyillidir
Oyalar kucağında fasılasız elemi
Onda yeşeren vücut titreyişten bellidir
Titredikçe dirilir geride kalan hayat
Pırıltını ruhuma nakış gibi işledim
Her zerresinden ayrı haz alıyorum
Deli bir fişek ruhum bir o kadar bilinçsiz
Hücrelerimde akan gözlerin sanıyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!